Dondurucu ayazda
Kar çiçekleri sıcaklığıyla
Bir kalp çizdim oltu taşına
Vatan yazdım üzerine inadına!
Bileği bükülmeyen sevdamla
Erzurum' da
Etnografik, arkeolojik güzelliklerde
Gizemli şiirsel kentte
Bir Süryani kilisesinde
Telkari özeniyle sevdamı bir taşa çiziyorum
Midyat’ lı bir ustanın eliyle
Mardin’ de
Kar kar dolaştım yürek serinliği ile
Layık olmak için yüce sevgiye
Hiç erimesin dağlarında kar
"Fahriye abla" kadar sıcak yar
Munzur'un istediği helva tadında
Erzincan' da
Çiçek saçar gelenlere
Lale, sümbül, kardelenle
Efsanedir Ağrı dağı
Dumanlı sevdam dumanlı
Nuh Gemisi anlı şanlı
Bembeyazdır kışın karlı
Hırçın eser rüzgarlar
Yayık yayar yorgun analar
Ağrı' da
Portakal bahçelerinden
Toroslara yaslasam sırtımı
Köpük köpük sahillerine dalsa sevdam
Lanet olası rakının acı tadını şalgam suyu ile kesip
Günün erkenden buğday başaklarına ışımasına baksam
Mersin’de
Şifadır sevdama
Kıpkızıl zivzik narında
Kezer suyunda botan çayında
Ilgıt ılgıt esen rüzgarla
Fıstık bağında
Ballar akar tatlı kavunda
Tandır ekmeğinde tereyağında
Türbesinde mescidinde şadırvanında.
Yağlı bir büryan tadında
Siirt' de
Kurban olayım Madımağına
Senin suçun yok şehrim
Leke koymam adına
Kırılası eller kıydılar cana canana
Kervan kervan akar yürekler sana
Sızır şelalesinden sızdım sevdama
Sivas' da
Buram buram vatan kokar ezgisi
Çamlıca meşeli iksir badesi
Çağıl çağıl akar pınarlar
Şavşat'da hastalar şifayı arar
Arhavi, Yusufeli, Ardanuç, Borçka
Yeşili, mavisi davettir aşka
Kafkasör beldesi cennetten köşe
Hopa'nın yeşili girer her düşe
Cevher, cevher olmuş Murgul'um
Artvin'de
İki göz vermişim sana sevdam
Köroğlu diyarında
Kim takar Bolu beyini
Sür atını üstüne incilerin dökülmez ya
Kaybedeceğin iki göz o da sen de yok
Yükselt sesini kalma suskunca
Bolu' da.
Dellenmiş yüreğim
Katmışım ana vatana
Uzak kalma sevdama
Amik ovasından sal aşağı kendini
Habib Neccar’ ın arızalı yüzeylerine
Arıza görsün dost düşman
Humus tadında
Antakya' da
Gönlüm alevlenmiş har kıvamında
Demir yollarında garında
Yine sahroş olmuşum haşhaş kıvamında
Başım döner fırıl fırıl kaymak tadında
Bolvadini, Dinarı, Emirdağ'ında
Tarihi yaşıyorum Evciler, Hocalar'da
Halı olsam, kilim olsam, serilsem çimlere
Dazkırı'da, Bayat'da, Sandıklı'da
Afyon' da
Hüzünlerle sevinçlerle
Nemrut dağında sevdamla
Rivayetten anlamam
Mistik ya da okült yaşam
Kardeşliktir yaşayan
Can can da
Adıyaman' da
Misket elmasının tek vatanında
Evliyalar yurdunda, yeşil ırmakda
Tasavvuf yolunda Selamet Hatunla
Çalan köprüsünde, Ferhat kayasında
Dağları delen sevda yolunda
Şehzadeler şehrinde Ferhat tadında
Amasya'da
"Ala kaymaklı dondurmam"
Sana da toz kondurmam
Bir daha yaşanmasın katliam
Sütüyle yıkadım yüreğimi dondurmanın bembeyaz
Yaz kahramanıma yaz
Fransız'a, İngiliz'e papuç bırakmaz
Nasıl üşümesin sevdam hava ayaz
Kahramanmaraş' da
Zümrüt gibi çamları
Ilgaz'ımın dağları
Taşmış volkan olmuş sevdam ağlıyor
Yeşiline mest olmuşum sular çağlıyor
Yaren şenliğinde türkü türküyüm
Bağlamanın telinde aşığın muradında
Çankırı'da
Biliyorum, duyuyorum, görüyorum
Seni unutur muyum yorum
Yakma gözlerimi isot isot
Han topraklarında aç yüreğini dost
Karşı duruşun haine olsun sevdama değil
Kara yılan türküsünü duyar gibiyim
Antep çeteleriyleyim
Gaziantep'de
İnce ince yağan yağmur
Dağ, taş, deniz
Sevda budur detirten
Her tondan yeşiller buldum
Karayemiş fındık yurdum
Yaprak yaprak çay kokan bahçelerinde
İçtim yudum yudum
Tavşan kanı kıvamında
Rize' de
Yukarı Fırat'a doğru akmakta sevdam
Mis gibi kayısı kokusundayım
Bal tadı var adında
Şiro çayı büklüm büklüm
Kaval sesinde yanık çoban türküm
Malatya' da
Üstü cennet altı mezar
Destan yazan şehidim var
Haberin var mı?
Anafartalar' dan, Conk bayırından
Seddülbahir'de akan kandan
Yüreği kahraman
Gözleri yaşlıdır sevdam
Haberin var mı?
Geçilmez diyardan
Cesaretten imandan
Şehadet aşkıyla yanan
Ata'mdan haberin var mı?
Çanakkale'de
Sabahattin Ali ve diğerleri
Unutulmayan hatıram zindanın
Senin de günahın yok uç burun
On iki eylülün kara gölgesi karalamaz sevdamı
Antik çağın doğan
Kalbimdesin sevdam
Harika bir manzara
Gün gelmiş şeytan azapta olmuşsa da
Kahretsin şeytan bu ya,
Sinop’ da
Munzur çiçeğim,
Dersim diye yanar içim
Dağlarında bülbüller öter sevdam
Sana uzanan elleri kırsam
Zel dağından Düzgün baba kayalıklarına kadar
Dersim yazsam
Fırat kadar derin yürek munzur kadar serin değil
Yanıyor yürek yanıyor
Tunceli' de
Çilli horozdur soyu
Öterken inletir yeri göğü
Düşer baş aşağı, arkaya yaslanınca
Görür düzlüğü
Hiç bir yerde bulamazsın böyle müziği
Kavak yelleri eserken başımda
Çatal çeşme parkında
Bir doğa harikası sevdamla
Güzel yurdumda
Pamukkale'min suyuyuyla
Yundum sevdamı
Kar beyazında
Şehirlerin sultanında
Denizli' de
Bir resim çizdim yine yüreğime
Yarim oldu sevdam oldu
Den şilesi tadında
Boynu bükük kalmasın Süphan
Heybeti var adında
Yıkılmaz kalem
Keledoş mu desem?
Otlu peynir mi desem?
Çimdir yüreğimi gölünde
Nasırlı ellerde tırpanda
Bir başkadır sevdam,
Van' da.
Kıvrılıp giden harşit çayına
Bağlar başında gül düşen bağına
Geçit verir zigana
Bitmeyen sevdama
Bülbül öten selvilerin dalında
Kuşburnunun anlatılmaz tadında
Koyun kuzu meleşir otlağında
Bayburt' da.
Bolkar dağlarında yağmur olur sevda
Yüreğe akan
Hasan dağında yanık bir türkü tutturur
Kavalıyla garip bir çoban
Bahçeli kasabasına aşk ile baksam
Bir çift göz hayatı kucaklatır yeniden
Aladağ'da titreyen kuş yuvasında
Masum çiçeklerim kar arasında
Hançerlide su başı
Bor'da söğürme aşı
Elma aşısı olsam
Niğde' de
Çivi gibi bedenlerdeyim Zeusda
Efeyim ya
Aldırmam sıcağa soğuğa.
Ölümüne sevda Kuşadası'nda
Deniz, deniz olmuş yüreğim Güzelçamlı'da
Mertliğim, kimliğim
Aydın' da.
Devam edecek...
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
11 Kasım 2021yenidenderleme
Güzelçamlı/Kuşadası
