Baş kaldırının izdüşümü sır kapılarını küstürmüşken buluştu ellerimiz.
Şimdi o ketumiyetten eser yok artık
Açılınca gözlerim anladım ki sevgi, sevmek buymuş.
Sende bilirsin ya!
İşte her şey gün yüzü gibi ortada tanıştığımız günden beri...
Şimdi ölü versem biliyorum ne çok üzüleceğini,
Onun için yaşamak gerek Allah ömür verirse.
Karanlık gecelerden maviye doğan bir umutsun.
Ruhumun rengi Maviye dönüştüğünden beri;
Ağaçların yüzünü bize döndüğü,
Kuşların bizim için şakıdığı,
Denizde yakamozun gülümsediği,
Yaşanılası bir hayatı bırakmamacasına aldım avcuma
Çünkü gerçekten çok sevdim seni.
Bugünkü yağmurla bahçemizde ki güllerin,
Yapraklarını döktüğünü gördüm.
Ama öyle saf ve temizler,
Öyle güzeller ki,
Eminim tekrar o yapraklar çıkacak
Ve yarınlara umutla bakıp,
Bizim için rayihalarını salacaklar yaz boyunca.
Yarın güneş yine doğacak,
Keşişleme esmeli rüzgar.
Hani Samyeli diyorlar ya öyle işte.
Ya da belki sıcacık bir lodos ısıtır buraları,
Yüreklerimiz gibi.
Var mısın? Güneş, sen ve ben,
Birlikte bir türkü söyleyelim sabaha.
Ya da sen o mestinaz halinle yalnız söyle,
Güneşle ben dinleyelim seni.
Birde bağlamanın tellerine vurdun mu,
Deyme keyfime.
Ah yaşamak!
Evet yaşamak var.
Seninle ve doyasıya.
Tanıştığımız günü hatırla.
O gün bugündür mutluluğu yazıyorum.
Kelimeler makineli tüfek gibi
Her son satırı yazdığımda gülen göz bebeklerim
Sesleniyor yüreğime, yine beklerim diye
Ve bakalım ne zaman son defa gelecek
Uslanmaz koca yüreğim.
Şimdi
"Ey gözyaşı!" diye bağırsam birden
Katıl bize mutluluk bu işte!
Göz bebeğisin sen dünyanın gözlerden akan
Deniz olalım seninle
"Ya da bir gün" okyanuslarda buluşalım
Yaşamak denen mucize hak ediyor bunu...
Susuversem sonra,
Ağlasam dizlerinde.
Şaşkınca baksan halime
Aniden
"Delisin" Lafı çıksa ağzından
Sonra utanıp kızarsan,
Öyle güzel oluyorsun ki yanakların pembeleşince.
Bir yürek ağrısında şiir,
Ama belli ki umut hep var.
Açık bir pencere
Oksijen tavan yapmış.
Şimşek gibi gözler ve
İç çekişler
Göğün yarılışında dinmeyen yağmur.
Ve penceredeki masum kedi,
Yine yiyecek bir şeyler bekler gibi.
Aç billaç durmuyor artık.
Kâh ağlaya, kâh güle.
Her şey gelip geçiyor
“Yaşlanmaktan değil, yavaşlamaktan kork”
Demiş şair, yavaşlıyor muyum ne?
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
11 Ocak 2022 Saat 22.45
Güzeçamlı/Kuşadası
(
Masum Kedi başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
12.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.