- Burada gün batımları oldukça sessiz geçer. Öyle ki gözlerini kapatıp kulaklarını iyice açsan rüzgarın biçilmemiş çimenler üzerindeki fısıltısını dinleyebilirsin. Yeşilin her tonunun hakim olduğu bu nadide güzellik arazinin de engebeli yapısıyla kuşbakışı bir seyir sunuyor gözlere. Hani resmin tümüne dokunmaya kalkıp da güneşin sıcaklığını parmak uçlarında hissedebildiğin beş duyunu harekete geçiren ilahi bir sanat eseri gibi. Gün batımından söz etmişken, özellikle evlerin ışıklarının yanmaya başlamasıyla bulutsuz bir gecenin siyah deniz örtüsü üzerindeki cilveli yansımasını da görmek mümkün. Evet sevgili okurlarım karşınızda Hobbit Köyü...Bu ne şimdi Zihni, alkış mı çalmam gerekiyor son cümleden sonra?- Hayır Gönül bana kısa ve net cümlelerle ne düşündüğünü söylemen gerekiyor. Nasıl tasvir ama? Bence okuru kitaba bağlamak için muhteşem bir giriş.
- Öyle diyorsan...
- Bana kendi fikrini söyleyecek misin Gönül? Ben zaten benimkini biliyorum. Lütfen, her türlü eleştiriye açığım! Dinliyorum...
- Hobbit ne Allah aşkına! Senin kitabının adı Yarım Kalmış Hayatlar değil miydi? Köyün muhtarının adı ne, Gandalf mı? Yoksa Gandalf'ın kızını Elf'lerin çobanı istiyor da tam kavuşacaklarken ejderhaların töre cinayetine kurban gidip güzelim Hobbit Köyü yanıp bitip küle mi dönüyor?
- Pes yani Gönül! Bu kadar cümle içerisinden bir tek Hobbit'i cımbızla seçip üzerine bir kitaplık eleştiri cümlesi kurmak da ancak sana mahsus. Kızım şu muhteşem tasvirden bu kötü senaryoya nasıl geçiş yapabildin! Hobbit diye dalga geçtiğin şimdilerde çok meşhur bir köy. Sanat eleştirmenleri özellikle çoğu kimse tarafından bilinen yerlerin tasvirini ve tanıtımını yapmanın okurun zihninde daha da yerleştiğini ve ortak bir bağ kurabildiğini söylüyorlar.
- Peki söyler misin Hobbit Köyünde konunun nasıl ilerleyeceğini? Kitap konuları bellidir; ya yarım kalan bir aşk hikayesi, ya zorlu bir yaşam mücadelesi, ya cinayet ya da tasavvuf. İnsanların bir hafta sonu için yer ayırttığı bu tatil beldesinde bu konuların hangileri sana ikinci paragrafı yazdırabilecek acaba?
- Neden yazılamazmış? Sen şiir yazarken dağlardan uçup bulutlardan atlayabiliyorsun, üstelik bunları yaparken değil yörenin adı direk paralel evrenlere geçiş yapıp keşfettiğin yetmiyormuş gibi krallığını da ilan ediyorsun, yalan mı?
- O başka! Şiir yürek işidir, yüreğinin gittiği yere kadar götürebilirsin dizelerini. Tek sayfalıktır çünkü. Ama romanda yüzlerce sayfa daldan dala atlayamazsın. Giriş gelişme ve sonuç diye bir şey duydun mu sen? Hem tasvirlerine sözüm yok, Hobbit kelimesini değiştir yeter.
- Hayır efendim, değiştiremem! Anahtar kelimem o.
- Peki hangi konunun kapısını açabilirsin bu anahtar kelimeyle Zihni?
- Tüm konuların işlendiği bir farkındalık romanı yazmayı düşünüyorum Gönül. İçinde istenmeyen bir cinayetin sebep olduğu yarım kalmış bir aşk hikayesiyle örülmüş zorlu bir yaşam mücadelesine giren ve sonunda kendi gönül yolculuğuna çıkan bir gezginin hikayesi var. Okuyucu hangi duyguları ağır basıyorsa o konuyla bitirecek kitabımı. Zaten bu evrensel duygulardan dolayı seçtim Hobbit ismini. Her ülkede mantar gibi türedi bu köyler. Kitabım çok satanlar listesine girerse çeviri de zorluk yaşanmaz, neyşinıl bir duygudaşlık kurar okurum. Herhalde Akgerdan köyünün bozuk çeşme başında toplayacak değilim milleti! Bu öyle bir yolculuk olacak ki, okuyucu yüreğinin keşfedilmemiş diyarlarında adım adım ilerlerken beyin belgesel görüntüleriyle eşlik edecek bu yolculuğa. Ne..ne yazıyorsun sen benim kağıdıma?
- Bilir misin yüreğin coğrafyasını gezgin
Henüz gün yüzüne çıkmamış kelimelerin doğasını!..
Harika konuşuyorsun Zihni, biraz daha devam etsene! Havada henüz adı konmamış bir ilham esintisi var.
- Hem beğenmeyip hem telif hakkı saklı satırlarımı araklayamazsın Gönül, bu saatten sonra sakın zihnime girip beni kurcalamaya kalkma!
(Bu yazı; beyin (Zihni) ile yüreğin (Gönül) diyaloğudur. Tekrar yazmam konusunda güzel ve teşvik edici yorumlarını dile getiren saygıdeğer Sahara üstadıma da teşekkürlerim, saygı ve selamlarımla)
Aslıhan Savaş
(
Konu Dışı Bölüm 6 - Yazarlık Serüveni - başlıklı yazı
saklı bahçe tarafından
12.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
