Da Vinci'nin Şerifesi---4. Bölüm---
Leonardo Da Vinci'nin bindiği gemi bir günlük bir yolculuğun ardından İstanbul'un Sarayburnu limanında demirledi. Leonardo o güne kadar methini çok duyduğu ama kısa süre önce Türkler tarafından feth edilmiş bu şehri görünce '' Oh mama miya. Bu ne güzel bir şehir.'' Diyerek hayranlığını ifade etti.
Daha sonra karada kendisini beklemekte olan Kaptan-ı Derya Kara Nişancı Davut Paşa'ya yaklaştı ve hürmetle eğildi önünde.
-Padişahım çok yaşa.
Kara Davut Paşa hem şaşırdı hem öfkelendi.
-Ulan dingil ! Koskoca padişahı senin ayağına gelir mi sandın? Ben padişah değilim. Kapdan-ı deryayım. Aslında ben dahi gelmezdim ya İspanya'dan gelen Yahudi kefereleri de bugün geleceği için buralarda dolaşıyorum işte.
- Oh May God. Pardon paşa yolculuk sarstı ben de sapıttım. Ne diye İngilizce konuşuyorum ki? Yani Dio Mio. Senin anlayacağın şekilde söyleyecek olursak...
-Kes lan. İtalyanca bilirim ben. ''Aman Tanrım'' Diyorsun. Devam et.
-Bu Yahudi göçmenler Osmanlı topraklarına mı geldi?
-Evet. Sultana o kadar söyledik alma şu kefereleri. Ülkelerinde kalp kanlarının son damlasına kadar savaşsınlar'' Dedik ama dinletemedik.
- Mülteci sorunu size kakalandı desenize.
-Ulan bana bak ! Terbiyeli konuş. Ne demek lan kakalandı?
-Neyse Paşa. Hazır buraya gelmişken tam şu noktaya Padişah hazretlerinin bir heykelini yapayım mı?
-Oğlum şimdi durduk yere icat çıkarma başımıza. Rahmetli Padişahımız Sultan Mehmet Han hazretleri sizin vatandaşınız Centile Bellini'ye bir resmini yaptırdı diye bayağı bir huzursuzluk oldu zaten. Bir de sen şimdi başımıza heykel çıkarma.
- Valla teklif var ısrar yok paşa. Siz bilirsiniz.
-Haydi şimdi düş önüme de saraya götüreyim seni.
*****
Leonardo Da Vinçi bir saat sonra Padişah II. Bayezıd'ın huzurundaydı.
Tam huzura çıktığında padişahı hapşırık tutmuştu.
-Hapşuuuu
-Padişahım çok yaşa.
-Sağol Leonardo usta. Sen de gör.
- Pardon. neyi göreceğim?
Hadım Ali Paşa gülerek cevap verdi:
-Ebenin örekesini göreceksin. Başka neyi olabilir ki?
-Ebemin örekesi mi? Nasıl bir şey o?
Bu sefer Şeyhülislam Efdalzade cevap verdi: Ebelerin doğum yaptırırken kullandıkları sandalye veya koltuğa öreke denir. Onu diyor Sadrazama paşa.
-Ne alaka?
Padişah II. Bayezıd dayanamadı.
-Bre bi susun da Leonardo usta ile iki kelam eyleyelim.
Sonra Leonardo'ya döndü.
-Uzun yoldan geldin usta. Aç mısın?
-Yok padişahım. Gemide arkadaşlar sağolsunlar kelle - paça çorbası ve mumbar dolması yedirdiler. Bir sizin çok beğendiğiniz bir yemek varmış ondan yedim.
-Neymiş benim çok beğendiğim yemek?
-Hünkar beğendi diyorlardı.
-Hımm. Evet beğenirim. Neyse... Seni buraya niçin çağırdık biliyor musun?
-Biliyorum padişahım. Köprü için
Hadım Ali Paşa dayanamadı.
-Ha haaa haaaa. Nahhh köprü için. Çükünü kestireceğiz.
Leonardo da Vinci Sapsarı kesildi.
-Dio Mio. Bunun için mi beni taaa İtalya'dan buraya getirttiniz?
****
Sarayda böyle bir muhabbet varken bir kaç saat öncesine Beykoz Çayırına dönelim.
Şerife anası deli Muhibe'nin ikinci kez '' Gız siye diyem. İnekleri sağdıy mi? '' Diye ünlemesi üzerine cevap verdi.
-Sağıyam ana.
-Toyuhlarıy altından yımırtaları topladıy mı?
-He ana topaladım.
-Balcanı tepsiye koyup fırına sürdüy mü?
-Sürdüm ana.
-Ula her pohu yapiysen. Bir o kadar da güzelsen de ne diye kızmetiy çıhmiy senin?
-Kısmetim çıhıy de sennen babam anazın nikahını istiysiniz damat adaylarından. Siziy yüzünüzden evde galdım.
İşte tam bunları konuştukları anda Saraydan geldikleri hal hallerinden belli olan bir kaç yeniçeri ve bir fayton yanaştı evlerine. Yeniçerilerin çavuşbaşısı ünledi.
- Padişahımız Efendimiz hazretlerinin ibrikçi başısı Halil Ağa kızı Şerife Hatun burada mı ikamet eyler?
Deli Muhibe merak içinde cevap verdi.
-He burada otiriy.
-Güzel... Padişahımız efendimiz Şerife Hatunu huzura çağırır.
-Niye ki?
-Ne bilem ana? Padişaha '' kızı niye çağırıyorsun ki ?'' diye soramazdık elbette.
- Eyi madem gitsin. Ama padişah hazretlerine söyleyin ahşam garanlığı çökmeden göndersin gızı. Bizim gız öyle gece vahdi sokaklarda olmaya alışıh değildir.
-Haa haaa haaa. Tamam ana. Söyleriz.
Derken efendim Şerife de saraya gitti ve huzura çıkmak için beklemeye başladı.
****
Padişah II. Bayezıd sadrazam Ali Paşanın patavatsızlığına hayli kızmıştı.
-Leonardo usta ! Sen ona aldırma. Biz seni buraya öncelikle bir kız resmi çizmen için çağırdık.
-Kız mı? Köprü işi ne olacak?
-Köprü işini daha sonra konuşacağız. Sen öncelikle biraz sonra huzura girecek olan kızın bir portresini yapacaksın?
-Hımmm anladım. Peki Nü mü çalışacağım?
-Nü mü? Nü de ne?
-Yani çırılçıplak.
-Hööössst. Destur de. Tam tersine. Kız tesettürlü olacak.
-Tamam . Siz ne derseniz o.
Şeyhülislam Efdalzâde sadrazam Ali paşanın kulağına eğildi.
-Zokayı yuttu kefere.
-Hocam anlamadım ki. Biz bu herifin çükünü kestirmeyecek miydik?
-O sonraki iş. Önce bizim Şerife'yi görüp ona aşık olsun. Sonra evlenmek için yanıp tutuşsun. daha sonra biz evlenebilmesi için hem Müslüman hem de sünnet olması gerektiğini söyleyeceğiz. çaktın mı şimdi köfteyi?
-Vaaayyyy. Sen da az çakal değilmişsin ha hocam.
-Hööööst. Veririm fetvayı Vallahül azim.
***
Nihayet şerife de huzura girdi ve Leonardo da Vinçi onu görür görmez artık başka hiç bir şey düşünemez oldu. Bu güzellik karşısında resmen çarpılmıştı.
- Dio mio. Che belle ragazza. Daha sonra içinden '' Aynen bir zamanlar elimden kaçırdığım Francesco del Giocondo'nun karısı Lisa del Giocondo'ya benziyor. Ama bu sefer kaçırmayacağım'' Diye düşündü.
Ali Paşa şeyhüislamın kulağına eğildi.
-Kızı görünce resmen yamuldu lavuk.
Leonardo Da Vinci bir müddet Şerife'ye baktıktan sonra merakla sordu.
-Hemen başlayabilir miyim?
Padişah '' Sen bilirsin '' Der demez Leonardo Da Vinci çalışmaya başladı
Bu çalışma oldukça uzun bir zaman devam etti. Leonardo usta özellikle Şerifenin gülüşü ve muntazam parmaklarını resmetmek için çok çalıştı ve söylemeye gerek yok bu arada Şerife'ye aşık oldu.
Uzun süren bir çalışma sonunda Şerife'nin tablosu tamamlanmıştı.
Leonardo Da Vinci sonunda tekrar padişahın huzuruna çıktı.
- Ulu ve yüce hünkarım. Siye bir maruzatım vardır.
-Vaaay sen de kaptın Urfa şivesini ha?
-He vallah gapmişem Hünkarım. Şerife hatun beni de gendiye benzetti.
-Güzeel.. Güzeellll. Tablo bitti herhalde.
-He gurban.
-Bakayım.
Leonardo tabloyu gösterdi.
- Hımmmm çok güzel olmuş. Bu tabloya bir ad verdin mi?
-He gurban. Mona Lisa dedim ona.
-Mona Lisa mı? Neden şerife değil de Mona Lisa ?
-Vallah ne sen sor ne ben diyem gurban.
-Tamam. Sen bilirsin.
-Bir maruzatım daha vardır.
-Söyle.
-Ben Şerife ile evlanmah istiyem. Sordum soruşturdum bunların gendi inekleri varmış. Gız helal süt emmiş yani. Zaten bizim papa da diydi seni helal süt emmiş biri ile evlandırah diye.
- Tamam o zaman. Ama.
-Ama?
- Onu da gelecek bölümde söyleyeyim olur mu?
.......
RESİM: Tabii ki Şerife'nin resmi.
(
Da Vinci'nin Şerifesi---4. Bölüm--- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
21.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.