Marmara Adasının bir camiinde sabah namazını üç kişilik cemaat olarak kıldıktan sonra imam efendiye, önünde duran su İsrail/ Nestle yerine milli marka sulardan kullansak; hem reklam oluyor Kudüs bizden davacı olur dedim ve İmam efendi eyvallah dedi ayrıldık.
Daha sonraki günlerde tekrar cuma namaz için gittiğimde aynı marka su iki adet olmuştu ve namaz çıkışı hatırlattığımda sinirlenip; bana celâllenerek müftülüğe bildir bizle alakası yok kardeşim dedi. Ben de o gün Bursa’ya dönecek olmama rağmen üşenmeden müftülüğe gittim ve Müftü bey yok ve kapalıydı müftülük. Tatil yöresi olması hasebiyle bir ıssızlık hakimdi kurumlarda ve ben o gün adadan ayrıldım, Bursa’ya dönerken içimden çok şeyler geçti, çok şeyler.
Sonraki aylarda Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi B Bloktaki PTT Sınavı için 205 Nolu sınıfta gözetmen olarak görevliydim. Sınava katılan çevre illerden gelen adayların kimlik kontrollünü yaparken masalardaki suların tamamı İsrail’e ait üç markadan ibaretti ( Nestle-Pınar-Erikli).
Salon Başkanı Hakan Hocaya suları gösterip doların ve Siyonizm’in arsızlığınızı daha iyi anlıyorum dedim. Sular bizim, ambalaj ve isim Siyonizm’in. Elbette sermaye düşmanı değilim ancak; biz marka değeri yüksek ürünler ve marka üretemediğimiz müddetçe Emperyalizmin ve Siyonizm’in kanlı pençesinde debelenmeye devam edilecektir vesselam.
( Su Ve Siyonizm başlıklı yazı ÖE.Micingirt tarafından 11.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.