Kadıköy rıhtımında dolaşıyorum
Yönümün gittiği yer belli değil
Aklım karmankarışık
Akmıyor zamana
Vücudumun bütün kahırlarını
Yüklemişim ayaklarıma
Deliler gibi bakınıyorum etrafıma
Kimsecikler yok yanımda
Dalkakıranın ucunda
Uzun uzun baktım
Mavinin karanlıklarına

Benim burda ne işim var
Ne arıyorsun zivit kokan kayalıklarda
Nasıl geçecek yıllar
Yolunu şaşırmış martılar
Alabildiğine maviliklere dalar
Sanki başımı tırmalar
Bir lokma ekmeğe muhtaç
Çırpınıyor zamanlar
Cebimde bir liram var
Bozdur bozdur harca

Yolunu kaybetmiş birisi
Gelmiş soruyor halimi
Yıkılacak kucak arıyor
Ben zaten yıkılmışım
Sen neyi soruyorsun
Hadi git işine kafayı mı yedin
Ne söylersen söyle
Aklına koymuş bir kere
Şöyle bir baktım kendime
Bir de onun haline
Benden beter
Otur bari şöyle

Ah ulan be İstanbul
Senin hiç mi güzel bir yanın yok
Ben ne arıyorum
Sen neler çektiriyorsun başıma
Senin karnında açtır şimdi
Gel bakalım başımın yıkıntısı
İki dilim ekmek arası
Yarı pişmiş balıkları
Götür bari
Belki geçer midenin kıyıntısı

Cebimde iki tren bileti
Yola çıktık iki serseri
Gideceğin yere beni de götür
Kalacak bir yerim yok ki
Yeter ki beni yalnız bırakma
Hoppola aldık belayı başımıza
Konuşa konuşa vardık Kartal'a

Bir varabilsek Yakacık'a
Elbet bir çare bulurduk
Dolmuş durağında oturduk
Sımsıkı sarıldı bana
Her taraf kuru soğuk
Çıkardım ceketimi
Onu da al bari
Nasıl olsa belayı bulduk

Kadere bak
Nereden böyle arkadaş
Ne sen sor ne ben söyleyeyim
Takıldı peşime garibin biri
Baksana şuna dondu donacak
Biraz daha kalırsak canı çıkacak
Yahu bu bizim yumurcak
Mahallenin gülü
Konu komşunun bülbülü
Nerede buldun sen bunu
Ben bulmadım o buldu

Atladık arabaya
Çıktık yukarıya
Yakacığa varır varmaz
Daldık çorbacıya
Tıka basa doyur karnını
Başımın tatlı belası
Kadıköy'de ne işin vardı
Aklına koymuş şarkıcılığı
Ben seni tanıdım
Bizim bülbülün sesi çıktı
Kızım neden söylemedin
Dilin yokmuydu senin

Koskoca İstanbul türlü türlü hali var
Hakikaten sen kafayı sıyırmışsın
Bunun derdi başka gözlerinde yaşlar
Beni beğenmediler
Hay senin canını yesinler
Şarkıcı olacakmış meğer
Bizim aklımızdan ne geçer
Bunun aklı ise göğe değer

Başlarım senin sesine de
Hadi kalk doğru evine

Nereden nereye
Nasıl denk geldi böyle
Aklımızı yedik herhalde
Peynir ekmekle

Eski bir maziden alıntı
Bindokuzyüz seksen öncesi
Birden aklıma geldi
Şimdi yaşanmış gibi
Canlandırmaya çalıştım
Yakacık'ta kaldığım zamanlar
Arkadaşım Ekrem Bayraktar'ın komşu kızı
Aklına koymuş şarkıcılığı
Yüreği temiz ama
Akıldan biraz noksanlığı vardı
Sakın yalnış anlamayın
Biraz yetenek olması lazımdı


02.04.2010









( 160- Rıhtımda İki Serseri başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 2.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu