Sessizliğin Yıkılışı -1-
Akşam güneşi batmak üzereydi, güneş
batmak üzere iken ufukta tüm kızıllığıyla el sallarcasına yerini geceye
bırakıyordu. Yerine geceyi bırakırken bizler için bir dinlenme nefes alma
kendimize gelme anının geldiğini kadir kıymetini bilmemizi söyleyerek kayboldu
ve battı. Kimisi ahu gözlüsüne bir an önce kavuşmanın, kimisi yalan dolanla
çevireceği oyunun peşindeydi. Bende karşıma çıkacak bir tesadüfle yalnızlığımı
alacak, bir gülümsemeyle dünyamı renklendirecek neşelendirecek olanı arıyordum.
Her zaman kendimle baş başayım bari yanımda olacak baş başa kalacağım birisini
arıyorum. İşten eve evden işe gitmekten yalnız evin kapısını açarken beni
karşılayan yalnızlıktan usandım artık. Eve varmadan önce bir bekleyenim var
kapıyı açar açmaz bana tebessüm edecek sarılacak ”hoş geldin canım” diyecek bir
sevgiliye yâre canana ihtiyacım var. Çok şey mi istiyorum acaba? Yürüyüşüme
devam ederken az ileride bir dekorasyon dükkânında duvara asılmış bir çift
aşığın el ele çizilmiş tablo resmi vardı. Tablonun güzelliğinde ve âşıkların
gülüşünde açan güneşin parlaklığına hayran hayran bakarken, aşkla hayatı
merkezlerine almalarının tebessümü kattığı anlamı hayranlıkla seyrederken,
yanıma yirmi sekiz yaşlarında güzel bir hanımefendi ya da genç kız diyeyim. Bana.
-Sizde tablola da ki resme hayran
kaldınız benim gibi galiba.
Şaşkınlık içinde.
-Evet, hayatı aşkla kendi akışına
bırakan, bir çiftin mutluluğuna neşesine ortak oluyordum.
-Aşkın gülümsemesiyle sessizliği
yıkarak, kalabalık sokaklardaki yalnızlığı yok ederek gülümsemelerine bende
hayran kaldım. Dün tabloyu almak için geldim satılık olmadığını söylediler.
Anlatımıyla canlılığıyla ressam çok güzel aşkın yansımasıyla çizerken tabloya
yansıtmış.
-Resme bakarken hayatımın düpedüz
tekrarından başka bir şey olmadığını hatırlıyorum, resme bakarken bunu
unutuyorum şu an. Yansıttığı anla kendimi bütünleştirirken hayatımdaki
zıtlıkları belirsizlikleri yaşamımın döngüsünün, durarak aynı mutsuzluğuyla beni
sararken belirsizlikle dolu hislerimin beni nasıl yaraladığını hatırlatıyor. Bu
arada ben Ruşen, sizde benim gibi hayran kaldınız, ayakta durmayalım az ileride
kafe de bir çay ya da kahve içerek, konuşmamıza devam edebiliriz.
-Pardon ben Şeyda, tabi ki buyurun,
hayranlığımı paylaşacak birisini bulma konusunda çok şanslıyım.
-Bende. Resmin atmosferini biz
izleyicisinde bıraktığı etkiyi uzun uzun konuşuruz.
-Anlatım biçimi ile hayran
bırakışını da bakınca, duygularımıza harekete geçiren damgasını, sanatçının
biçimi bozmadan anlatışıyla daha fazla etkisini de konuşuruz, o halde buyurun
gidelim.
Aslında tabloya bakmayı şimdiye
kadar bu kadar sevmemiştim. Bende bıraktığı etkiyi Şeyda da bırakması, aslında
şaşırttı. Bir anda resim sanatı hakkında o kadar bilgi ile dolmuştum ki buna
ayrıca şaşırdım kaldım! Resimde
anlatılan ifadelerin bu kadar aşikâr olmasına aşkın tüm öğelerin böylesine
fırça darbeleriyle, koordinasyonuna asıl temanın duygunun, çok açık ilk bakışta
fark edilerek amacın aşk olarak vurgulanmasına hayran kaldım.
Mehmet Aluç