bir armağan olsaydı hayat sana, susadığında kuru yapraklarıyla
sussaydın ellerinle dudaklarının bitiştiği noktada.
öpseydin avuçlarını
herşey bitti dediğinde başladığına inandıkların olsaydı
mesafelerce ağlasaydın güldüklerine, ve gülseydik ağladıklarına beraber.
hüzün olsaydık çerçevendeki nostaljide
kurumuş bir gül belki, eski güncelerin arasında
kokladıkça aklıma gelseydi gözlerinin baharı
baktıkça ağladığın bir anı gibi çerçevede
bitmeseydi aşklar, sonbaharın kuruluğunda
ve öpseydin avuçlarımı, sevmelerin uçurum olduğu bir limanda.
akşam olduğunda martıların türküsü susmasaydı mesela
sen sustuğunda ve susadığında dökülseydi yağmur üstümüze
ıslandıkça gazeller, şiir yazsaydı ellerin... ah öpülesi avuçların
sen şiir olsaydın... ben yazamasaydım...
sabahına hasret bir bahçeye emanet kalsaydı güllerimiz
sen gül olsaydın, güncelerimin arasında...
hani olur da kokun geçmez diye
hani belki ölür diye bir sabah vakti gecenin karanlığı
hani belki ölürdüm bile sana, belki öldürürdüm ayrılığı.
...
senin kirpiklerin gökyüzüne değer sevgilim, bilirim
bir çocuktur hayallerin, uçurtmalarına tutkun olduğum...
geceler soğuktur sana, sabahlarda ayaz olur ellerin...
sonbahar düşerse avuçlarına senin
burda belki bir akşam üstü beraber üşürüz
avuçların kanar
avuçların yara...
öperim belki gazellere vurgun dudaklarımla, avuçlarından
geçer belki geçmez dediklerin
bir aşk geçer şimdi hayatımızdan...
(
Sonbahar Düşerse Avuçlarına Senin başlıklı yazı
BüşraNazlı tarafından
29.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.