İnsanın ailesinden birileriyle tanışması çok güzel…


“Ne diyor yahu bu?” dediğinizi duyar gibiyim.


İkinci evimiz dediğim edebiyatevi’nde öyle güzel bir ailemiz var ki. Kimileri ile tanışmışlığımız, kimileri ile de henüz görüşememişliğimiz vardı. Evet zor kelimeler seçiyorum. İdare ediniz.


Dün akşam büyük gündü.


Dün akşam davul zurna ile karşılandılar, havai fişekler patladı mahallemizde…


Yalan değil, sorun inanmazsanız…


Edebiyatevi ailemizden  MCU olarak bildiğimiz Sayın Çağatay Hocam ve eşi Esma Hanımın evimize teşrifleriyle öylesine mutlu olduk ki…


Konya’ya “hoş geldiniz,” için mi dersiniz, kardeşini Konya’da yalnız bırakmamak için mi, ısrarlarıma dayanamadığı için mi bilmem, nihayet görüştük.


Daha üç saat evvelinden ayak seslerini duyup aradım kendisini:


“Ayak sesleriniz geliyor, merdivenlerde misiniz Çağatay Hocam?” diye sordum. Güldü.


Düşünsenize gülmeyip de “Anlayamadım,” deseydi, nasıl bir hayal kırıklığı yaşardım?


Tanıdığımız ama görmediğimiz dostlarla canlı canlı buluşabilmek ne büyük nimet…


Konumuz elbette edebiyat, edebiyatevi idi. Ailemizin bireylerinden bazılarının kulaklarını da çınlattık tabi. "Keşke onlar da olsaydı" diye dile getirmeden edemedik. Konumuz zaman zaman salondaki saate, çocukların yaşlarının benzerliğine, şiirden öyküye, işlerden yeni kahve tarifine geçse de aslında hepiniz yanımızda idiniz. Çaylarımızı içerken yapılan espriler de beynimde halen dönüp duruyor. Böylesine kalemi kuvvetli şairin iyi bir gözlemci ve yazar olduğunu elbette aklımdan hiç çıkarmadım. O anki zekâ sorusuna azıcık gecikmeli cevap verirseniz yandınız. Bu arada Sami Hocamla da telefonda konuştuk, sohbetimize eşlik etmesi mutluluğumuza mutluluk kattı. Geleceğe dair planlar yaptık içinde sizlerin de olduğu.


Eşimin aldığı bardakları çok beğendi Çağatay Bey. Doğum gününün de Mayıs ayında olduğunu hatırlattı. Ama bunu önce bizim doğum günü tarihlerimizi sorarak öylesine ince bir zekâ ile yaptı ki… Hayran kalmamak mümkün değil. Sizin de bilginiz olsun, Mayıs’ta…


       Dakikalar su gibi akıp gitti. Ara ara eşiyle konuşurken bazı kelimeleri kaçırsam da yine de hayatla ve bazı ülkelerle ilgili izlenimlerini dinleyerek şaşırtıcı bilgiler öğrendim. Esma Hanım’ın hemşerim olması da ayrı bir güzellik… Çok güzel bir aile ile tanıştık kısacası. Hani böyle “Keşke daha önce tanışsaydık,” dediğiniz insanlar olmuştur ya, işte onlar, bunlar… Hani oturup beş demlik çay içseniz, “demle yeni bir çay da içelim,” diyeceğiniz kadar güzel insanlar, “hiç doymadık,” dedik onları yolcu ederken… Bu arada mahalledeki düğün de bitmişti. Beynimizi saz sesinden yormuş olarak...


        Esma Hanım’ın anlayışı, olgunluğu da beni mest etti. İnsan yüzüne baksa bütün yorgunluğu gidiyor. Çağatay Hocam’ı çok iyi anlıyorum. Şanslı insan… Kendisi de öylesine hoş sohbet, kültürlü, kıvrak zekâlı biri ki MCU’nun açılımını Mutlu, Cesur, Umutlu olarak değiştirmek üzere mahkemeye başvurmaya karar verdim.


Çok yakında yeni bir görüşme ayarlamaya karar verdik, ilanen duyurulur.


Demiş miydim?


       “İnsanın ailesinden birileriyle tanışması çok güzel…”

( Aman Da Kimler Gelmiş başlıklı yazı F.Ç.Kabadayı tarafından 22.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu