1
Öncelikle şunu belirteyim. Bu ittifaklar ganimetti bir
savaş sonrası galiplerin mağluplara dikte ettirdiği anlaşmalar değildi. Ya da
yenişemeyen iki ganimetti yapıların ittifakı değildi.
Tamamen üreten totem grubun üreten ilişkisini gruplar
arası hinterlanda açılmasıyla başlayan ittifaklardı. Grubun üreten ilişkisi
grubun ihtiyaçlar hiyerarşisi içinde sadece birini karşılıyordu.
Grup ihtiyaçlar hiyerarşisi içinde olan diğer
eksiklerini, karşı üreten gruptan tamamlıyordu (sağlıyordu). Tarımcı bir grup
ürettiği fazla ürünü, çoban gruptan hayvansal ürünlerle veya savunma ve tarım
gereçleri için ocak işleten madenci grupla değişiyordu.
İşte üreten ilişkinin üreten grup önüne açtığı akla
hayale gelmeyen yepyeni bir olanağın gruplar arası ilişkiye eylemli bir takas
ve ittifakı ALAN AÇMASIYDI.
Bu değişim içinde grubun karşı gruba yetecek kadar
verdiği buğday; karşı gruptan kendisine yetecek kadar aldığı hayvansal ürünler
birbirine denkleşme olmakla; değişim mütekabiliyet esasına göreydi. Üreten
ilişki üreten grubun önüne yepyeni olanak alanlar açmıştı.
Bu ittifakı bileşimler sadece üreten ilişkinin, gruba ait
eksiğini tamamlatma olanağından doğan “Üretim hareketi” eksenli birleşmelerdi.
Bu ittifakı bileşimler kendilikten üreten ilişkiden
kaynaklı tamamen ilahi grup iradeliydi. Bu ittifaklar ilahi grupların birbiri
için karşılıklı üretim yapmasını taahhüt etmekle değişimi mütekabiliyet esasına
göre ortaya koyan, ÖN İTTİFAKLARDIR.
Nerede, hangi zamanda, ne gibi koşul içinde olanak ya da
olanaksızlarla hareket ettiğinizi bilmezseniz; ne kadar mesafe gittiğinizi,
nerden nereye geldiğinizi, ne kadar zamanda ne yol aldığınızı da bilemezsiniz.
Yani üzerine ayak basıp, kendimize başlangıç yaptığımız
bir yer, bizim hareket veya dayanak alanımız olup, bizim öze gönderte noktamızdırlar.
Referans noktaları da bir tane değil, bir çokturlar.
Bu nedenle düşünce ve bilgi bilinir bir çıkış noktasına
göre tartışılır olmalıdır. Fikirler, çıkarımlar yine bir hareket noktasına
göre olmalıdırlar. Hareket noktaları bize değişme dönüşmeleri gösterir.
Eş deyişle geriye gönderi dediğimiz referanslar bize alınan yolu gösterirler. Başka bir deyişle öze
gönderme bize kendini yineleme, kendini tekrarlamanın gelişme, çoğalma
süreçlerini verirler. Başlangıç noktaları bize, yanlışlarımıza doğrultulma
yaptırırlar. Açıkçası referanslar sistemin kendi kendine başlatıcısı ve sistemin kontrol sürecidirler.
Başlangıç noktası, hataları düzeltme yapmamıza olanak
tanırlar. Başlangıç nokta referansları sistemi anlamamızı sağlar ve
düşüncemizle eylemlerimize çıkış noktası olurlar.
Böylece başlayış noktalarıyla neyi, neye göre
güçlendirip, yönlendirme yapacağımızı, neyi neye göre düşünecekle
tartışacağımızın, anlam ilişkilerini kurmamız konusunda bizlere; geri beslenme,
geri bağlanım kaynağı olurlar.
Başlangıç referansları bizleri aynı noktalarda
buluşturup, bizleri aynı noktalar etrafında tartıştırmakla bizlere konunun
bilinirliğini, konunun anlaşılırlığını ve konu birliği ile, eylem birliğini sağlarlar.
Yazarın
Sonraki Yazısı