Çok doğru çünkü artık ve atıklarla karnını dolduran milyonlar var!
Otel ve lokantaların, yurt ve pansiyonların, alışveriş merkezi ve fabrikaların artık ve atıklarını döktüğü çöp bidonlarından hatta çöp kamyonlarının boşaltım yaptığı alanlardan kuru, bayat ve çürümüş yiyecek arayan milyonlar göz ardı edilemez.
Döke saça yiyip içen sonradan görme ve varlıklı ailelerin çöp poşeti ve bidonlarını ziyaret ederek rızkını arayan insanların içimizi acıtan görüntüleri her gün medyaya yansımaktadır.
Bakanlıkların, valiliklerin, belediyelerin çöpe döktükleri artık ve atıklar tonlarla ifade edilmektedir. Köşk, villa, saray yavrusu ve saraylarda yaşanmakta olan gıda israfı çok büyük boyutlarda olmalı!
Tok acın hâlinden anlamaz, derler. Anlayabilmek için ille aç kalmak gerekmez. İnsan olan, insanca düşünür ve konuya insanî duygularla yalansız, riyasız ve yapmacıksız yaklaşarak çözüm arar.
Masadan, kürsüden basına ve halka verilen demeçler, alkış tufanı kopararak duygu sömürüsü yapan söylemler artık eskisi gibi etkili olamıyor.
Halk açlıktan ölmemek için çırpınarak geçim derdine düşmüşken iktidarı ve muhalefetiyle ensesi kalınlar, heybesi ve cüzdanı dolular ve hele birkaç yerden gelir sağlayanlar seçimle yatıp yine seçimle kalkmaktadır.
Aç ve açıkta kalmış milyonlar yüksek enflasyon, işsizlik ve dengesiz gelir dağılımı yüzünden perişan hâlde inlemektedir, maalesef!
Müslüman, komşusu açken kendisi tok yatamaz, rahat uyuyamaz ve huzur bulamaz.
Yoksulun daha yoksul ve varlıklının daha varlıklı hâle geldiği, orta sınıfın yok olduğu ülkelerde sosyoekonomik ve psikolojik sorunlar hızla artar.
Siyasetin gerçek anlamda meslekleşmesi, siyaset insanlarının çıkar uğruna halka madden ve manen zarar vermemesi, seçmeleri eskisi gibi ‘çantada keklik’ görmemesi ve ille hadlerini aşmaması, halka saygılı ve içten davranması elzemdir.
Allah; sonumuzu hayreylesin, âmin!
19.09.2022