“Aşk güzel şey” der; sevdanın biri. İlhamın vuslat
seferinden susuşlara gark ettiğim bekleyiş sayısınca çoğaltırım onu kalbimde.
“Biri yok mu, aşk yok mu?” der; gönül saadetimden uçan martılar onun şehrinde
yaşamak heyecanına sarılır birden; ben onunla her gün içimden konuştum
yokluğunda. Derinden söyledim ona, onu sevmeyi sevdiğimi. Bir başkasıyla
olunmayacağını bilmiyor muydu? Onun varlığında aşk her gün temize çekilirken
hiç konuşmazken bile bende var olduğunu bilmiyor muydu?
Çelişki veryansınlarında volta atıyorum. Sesi, cennetin öz
evladı; gülüşü, kaldırımlara döşenen sevda umudunun bitmez samimiyeti...
Özlediğim sesinde temize çektim bugün kendimi, o konuştu; ben dinledim.
Konuşamadım...
İnsan, neden sevmeyi garip bir yoklukta tüketir? Tek bir
kişinin mutluluğunda demlenmez mi sabahların geceye eren kalpte kalışı?
Kalbimdeki kelebeklerin bugün uyanış vaktiydi; sadece sesini
duymakla böyle olduysa bu kalp, bu aşk kaç ömürde kaç mutluluk yaşar?
Aklımın köyünün muhtarı olmuş, artık nasıl vazgeçilir ki?
Kaç seneyi devirsem aklımda, kaç seneyi çıkarsam susuşumdan gönül bir tek ona
paramparça. Başkasıyla olunur mu ki?
“Seni seviyorum” çiçeklerinin kurumaz yapraklarından
çarşambayı aşka paketledim bugün. Sesinin
alacasından, kalbimin rıhtımına park ettim onu...
Başkası sevilir mi ki? O varken bir başkası mümkün mü ki?
Çiçekten böcekten doğadan pay alır da aşk; onun kalbi harflere değdikçe
mutluluk kalbimde yuva kurmaz mı ki?
Sadece kalbinin rüzgarında salınmak isterim. Sadece kalbinin
rüzgarında yaprak olmak isterim. Bir belalı başa aşk, bir varlığa ömür olmak
isterim. Bilse bir...
Onun kalbinde demlenip varışa ulaşan sevda naçarlığı olup
dizilirim belki akşama. Gecenin güftesi onu çalıyorken bana.
Sen şimdi, merhabanın hoşluklarla salınıp kalpte can bulduğu
sevgili, geniş bir varlığın yıllara meydan okuyan kalp müptelası; hatırının hep
kalışında sakla beni.
Müebbet kalbimin ceza yediği suallere bir selam ver. Hep
kalıp çok kal, hiç gitmeyip hep kal bende.
Seviyor şarkılarında salınıp güneşle merhaba diyen kuşlar
uçuyor aşka, sevdanın dinlencesinde leylekler de söz ediyor kalbimden. Buradasın
sevdiğim; kalbimin yamacındaki en taze gökyüzünde. Sana doğmak nasipse bana senden
yana sevda rütbesi yükseliyor sevdiğim.
Bir günde on gün sever gibi, bir ömürde yirmi yıllık bekler
gibi. Asrı saadetin kirpiklerinde canlandı gözlerimin yeşili; keşke sende de
yalnızca ‘ben’ olabilseydi...
Dilara AKSOY