sonsuzluğun saatinde
gelir misin güzel kadın
çay ve bisküvi sofrasına
teklif var ısrar yok
saat akarken
beklemeyi sevmiyorum
sessizliği seviyorsam bilki
seni her zaman tanımadığım
aklımdan geçiyor
bir kaç hayat
bir araya sıkıştırılmış hayat
memnun olmamak için sebep yok
memnun olmak için sebep yok
şükretmek için sebep yok
şükür etmemek için sebep yok
rüzgarda bir yaprak misali
kendini çok ciddiye alma
demokrat ve demokrasi
uğultu sabahın köründe
alaca vakit mum gibi kendi içinde erimişti...
tam o sırada bir uykusuzluk doğdu
ve silüetleri bir kükreme ile sarstı
duman bulutunun içinde uyanış
ana hatlarda gökyüzü asılıydı
kızıl damlayan saçlar
ve dişsiz bir ağızdan melodiler
yatak hikayeleri ve soğuk fıkralar sönmüştü
mide ülseri tarafından tüketilirken cümleler
şimdi kadehleri dökün
gürültülü bir şekilde
nuh sofrasında
nikotin sarısına teslim olurken şairin perdeleri
duvar saatlerine düğümlenmiş iki gözüyle
gizlice sözlü değişim ve özlü değişim
düşmüş yorgun göz kapakları
bir re minör melodisi mırıldanan şair 44 yaşında…