gecenin bir yarısı televizyon izleyerek
uyanan despot bir ıssızlık
ve akıllı cihazlarda yüzen japon balığı
artık bitecek karanlık aydınlık gelecek evet
yürü ya kulum / ben bir yürüyenim çıplak ayakla
televizyondan gürleyen ses- mutlu ol / şimdi yaşa
birkaç hayvan buğulu pencerede
kiralık köpeğim havlarken melodik ritimle
ve biz ve onlar iyi prova edilmiş bir ekibiz
ya süküt yine garâbet bir sınırdayız...
rüzgar konçerto ezilenlerin dinlenme alanında
alana kadar tüm yolu biliyor pankartların gölgesi
kahkaha atan benzin fiyatları
ve mor asma kuleleri / ve onlar silahlarını tutarken
dayanmak zorundayız / en azından asgari şeklide
satranç oyunlarını kuranlara inat
sık sık ışıklarda hayal kurarım
belki de şehirlerarası otobüsleri severim
kamp sandalyesinde uyuya kalırım pastoral manzarada
eleştiriyi her zaman severim / kendime karşı / sadece kendime karşı
onlar ve bazı bazı
zihinler çoğunlukla kara / diğer günler beyaz piyon seçerken
kimse kaybetmeden şafakta herkes galip
belki bir gece parti kuracağım / bir sigara aleyhine
peki ya sen mavi gözlü kadın sözünü kes ve
sonra rüya gibi sallan rüzgarın fısıltısında
elimde topraksız yetişen siyahımsı güller /
kuşatılmış iki kral ve bir kaç baron televizyonda gürlerken
ve anladım ki kurtarılabilecek her şey tek şey
sadece senin hatıran…