EĞİTİMİNDEN BİR KESİT
Ahmet AYAZ
Saygı değer
okurlarım, dünün ve bugünün eğitiminden bir kesit sunmak istedim. Bu yazımı
bütün öğrencilerimizin okumalarını
isterim.
Bu nasıl bir zaman?
Bu nasıl bir yaşama şekli? Bir türlü anlayamadım. Bugün burada biraz
öğrencilerimizden, biraz da öğretmenlerimizden söz etmek istedim. Daha çok öğrencilerimizden yana dertliyim.
1958 Tarihinde (Zıramba)
Yakacık Köyü ilkokulundan mezun olduktan sonra, öğretime bir yıl ara verip,
Oğuzeli Orta okuluna kaydımızı yaptırdık. Rahmetli Nahsen Kutlar, Rahmetli
Mustafa Kutlar (Çimentocu Mustafa) bir de ben. Rahmetli Mustafa Amcam ile Ali Şahin
Amcalarım bize Oğuzeli’nde Kerim Hocanın evini kiralamışlar. Ev eski Antep
evleri gibi tek odalı, evde elektrik yoktur. Gaz lambası ile aydınlanıyoruz,
gaz lambasının şişesini sıra ile her gün birimiz temizleyip yakıyoruz.
Yemeğimizi de kendimiz yapıyoruz. Çok zaman kahvaltı yapmadan okula giderdik. Öğle
tatilinde fırından tırnaklı ekmek alır, Rahmetli Dertli Süleyman’ın dükkanının
önünde karpuz, kavun, domates, ekmek ile yetinirdik. Mustafa ile benim yemek yapma becerimiz yoktur. Yemeğimizi
Rahmetli Nahsen Kutlar yapıyordu.
Akşamları bir tek gaz lambasının ışığında ders çalışıp, ödev yapıyorduk. Benim
zaten gözlerim bozuk. Seneyi yarılamadan
okuldan babam beni alıp eve götürdü.
Nahsen Kutlar ile Mustafa Kutlar, bin bir çilelerle okul hayatlarını sürdürüp, Oğuzeli Ortaokulundan mezun oldular.
Bende babamdan habersiz bir veli bularak, ertesi sene Gaziantep lisesinin orta
kısmına yeniden kayıt yaptırdım. Daha benim gibi Oğuzeli Orta okuluna köyden
gelip, okuyan niceleri vardı. Sonuç, Ben
Lise Mezunu Gaziantep İl Sosyal Hizmetlerde Şef-Müdür Yardımcısı, Şair-Gazeteci-Yazar.
22 Adet kitabım yayımlandı. Bunlar şiir-araştırma-antoloji ve öyküden
ibarettir. Nahsen Kutlar Öğretmen oldu, Mustafa Kutlar Ticaret Adamı.
Yusuf Düver Maliyede Muhasebe Müdürü.
Başka köylerimizden bilip, hatırladıklarım. Oğuzeli’nin Tınazdere Köyünden Hasan
Özdemir Emniyet Müdürü-Millet Vekili-Valilik yaptı. Yusuf Sönmez Emniyet Müdürü
oldu, ve daha niceleri. Gerisini anlatmaya
lüzum görmüyorum. Biz bu şekilde öğrencilik hayatımızı sürdürerek eğitim
gördük. Şimdi gelelim, günümüze.
Bugün
öğrencilerimizin ellerinde son sistem bilgisayar, son sistem cep telefonları
mevcuttur. Evlerinin önünde okudukları okul. Azıcık okulları uzakta ise,
öğrenci servisleri, öğrencilerimizi evlerinden alıp okullarını, okullarından
alıp evlerine bırakıyor. Peki bu öğrencilerimizin bir çokları neden ödevlerini
yapmıyor? Niçin okulda yaramazlık yapıp,
okul koridorlarında, öğretmenlerinin gözleri önünde sigara içiyorlar? Bu kadar
rahatlığa karşı, neden nimetlerini bilmiyorlar? Aklım bir türlü almıyor. Resmi
dairelerde bir türban meselesi yüzünden kılık, kıyafetler serbet oldu, ortalık
kel alinin bağına benzedi. Ben günümüzde öğretmen olsam, Sınıfa iyi örnek
olmak açısından, takım elbise ile, kravat ile, traşlı olarak
girerim. Bu konuda çok dertliyim ama, bugünlük bu kadar. Artık yeter diyorum.
Bugünkü köşemi bu günün öğretmenlerinin ve öğrencilerinin okumalarını
istiyorum. Okurlarsa belki faydalı olurumu diye düşünüyorum. Yaşım nüfus
kaydına göre 76 hala Gaziantep Güneş
Gazetesinde köşe yazısı yazıyorum. Okumaktan ve yazmaktan usanmadım. Gözlerim
gördükçe, ellerim tuttukça ölünceye kadar yazacağım okuyacağım. Gençlerimize
sesleniyorum, yalvarıyorum. Ne olur okusunlar diyorum, sigaradan, alkolden uzak dursunlar diyorum. Bütün. gençlerimiz
aydınlık günlere doğru yürüsünler diyorum.