Bilinmezin izinde saklı bir utku
adeta günü b/ölen yetim nidaların sessizliği dize getirdiği bir de sözcükler
sökün eden magmasında aşkın titrine b/andığım kadar baharın coşkusuna eşlik
eden Mayıs güneşi bense elem biriktirdim Nisan’ın terk ettiği güdümünde hüznün
boyutsuzluğumu diktim kalemin arsız hükmüne eşlik eden Rabbin dımdızlak kalmış
olsam bile ansızın yeşerdim yaşardım da yasayan güne yâd ettiğim düne ettiğim o
v/eda bir sözcükten üreyen şiirin güftesine yağan rahmeti sundum evrene ve duyguları
eksilmeyen mihrabın ve günün eşlik eden esintisinde…
Hoyrat bir düş’ üm, bayım
Basmakalıp sözde sevgilerden
usandığımdan da fazlayım
Hiçlik makamına takılı tek zerrem
Huda’nın çıktığım dergâhında
sancılanan güne
Yağdırdığım öfkenin nezdinde
Soluduğum ve solduğum şu Mayıs güneşi
Soluk teninde kalemin
Sağdıcım bildiğim sözcüklerin
Kerametine vakıf olduğum kadarım…
Rüştü ispatlanmamış bir ölümdür
benimki:
Başına buyruk esen rüzgâr
Basmasında aşkın
Haspası yalnızlığın
Emsalsiz bir iman gücü ile sarıldığım
Kuvvetine ve varlığına Tanrının…
Bazen kırılan mikado çöpleri gibi
Yangından ilk kurtardığım olmadı mı
hep sevgi?
Hazzın eşiğinde saklıyım, bayım:
Bir muamma olsa ne ki yaşamak?
Bir mihenk taşı madem kalem ve sırlı
aynanın
Yansıttığı kadar
İç sesimin meali
Kıpraşan yüreğin sembolüdür yazdığım
her şiir…
Hıçkıran yalnızlığın
Tabuların safran sarısı
vefasızlığından sökün eden
O cenderede saklı nazı niyazı tükenmeden;
İçimin kıyıldığı günün her an’ ı
Anmadan geçemediğim varsın olsun
Dünde kalmış her anı…
Bir izotoptur adeta her imge
İmha edemediğim kötülüğün ve iblisin
dilinde
Sönen ateş değilim
Bilakis büyüyen bir yangınım ben
Men ettiğim kadar dünü ve yaralı
ahvalimi
İzbelerde açan çiçeğin dilinde
Solgun gövdem ve kırık gönyemle
Ölçüp biçtiğim kadar ömrün kâhinidir
adeta kalem
Varsın olsun da alabildiğine kalender;
Varsın olsun devamsızlıktan kaldığım
hayat mektebi
İçre dönük yolculuğunda gizemin
Dışa dönük olmasa ne ki mizacım?
Karınca kararınca sevmedim ben hem,
bayım:
Kanaatse asla etmedim severken:
Mademki sevgiydi ve İlahi Aşk, tek
meşrebim
Mezhebi olmayan sözcüklerin
Kutsadığı her zerrem
Hükümranlığında Rabbimin
Nasıl ki beni tek koruyandır ezelden…
Ebediyete intikal eden
Sevincim
Varsın kalsın yarım
Varsın yarınlarım şimdiden solgun ve
dalgın ve durgun
Sürgün edildiğimin ertesi
Süngüsü asla düşmedi yürek ikliminde
saklı
O payidar bir ateş
Bazense sonsuzluğa tekabül eden tek
hece
Aşk ise kürediğim
Hayat ve insanlar küsebildiğimden de
fazlası iken
Af ettim yüreğimde.
Affına sığındığım kadar Mevla’mın
Aforoz edilmiş olsa bile günüm
İsyanına sadık bir gülüm
Dikenlerimle hemhal
Sancı dolu mevsimle ettiğim hasbıhal
Meali olmayan bir ruh
Mizacı ölgün o güruh…
Miracım ve mihrabın aralıksız beni
çağırdığı
Günüm günüme nasıl ki uymaz
Ne çıkar ki fasılsız
Bir rüzgâr olsam içime estiğim
Nispet ettiğim değil aşktır aşk nimet
bildiğim
Bir rabıta bir durak
Acılarımı katık ettiğim ruhumda saklı
o yırtık duvak
Gölgemle dahi edebildiğim bir cenk
misal
Aş eren her sözcüğün erdiği kemal
Hizaya geldi işte duygularım,
Hırpani ruhum ve uydusu olduğum
mektuplarım…
Kalem hem sağdıcım hem ulak bildiğim
Uyruğu olmayan sözcüklerden inşa
ettiğim
Kâh cennet kâh kayıp bir güzergâh
Kaynayan içim kardığım önümden değil
Arkamdan esen kahpe rüzgârın
minvalinde
Kaypak gölgelerin hançerlediği
yüreğimden
Ansızın sökün eden feryat
Elbet göğe ermekle iştigal bir kuş
misali
Çırpınan kalbimden arda kalan son
temenni
Beyan etmiş olsam da bunca yenilgiyi
Durduk yere kabullenmek
Yazmaz kitabımda
Yazmam da hani durduk yere bunca
şiiri.
Budadığım göğsüm
Buğrası ömrün
Bulamaca bulanmış olsa ne ki yüzüm
Alnımın akıyla yakardığım Rabbim
Elbet yağacaktır da son yağmur
eşliğinde hüznün
Bakaya kalan bir günden seken son
heceyim aşikâr:
Kâh aşk kâh gam kâh sol yanım iken
tutuklu
İman gücüdür eşlik eden tek tutku
Yürüdüğüm kabrime
Yüzümden değil yüreğimden dökülen her
zerreye ve sonsuzluğa
Talibim terbiye ettiğim nefsin değil
Vereceğim son nefesin titrinde
Yağmalanmış bir fazilet ki
Aşkın da yalnızlığın da feryadı saklı
ta içimde
Görünmezin ve bilinmezin minvalinde
Seken o kör kurşun
Korunda aşkın yazılası nice sevda
masalının izinde
Sevdalandığım ömrün nezdinde
İçine düştüğüm kor ateş misali
Varsın olsun yalnızlık kör noktam,
bayım
Körü körüne sevdiğimden olsa gerek
Dur durak bilmeyen hüzün teknemde
saklandığım…