Kölecilik insanlaştıktan sonra başlar. İnsan ismi üreten
ilişkiler bileşimli ön ittifakın içinde alındı. İzole yaşam her bir grubun
fiziğini değiştirmişti. İttifak içinde görünüşü tam olarak hiçbir gruba ait
olmayan ama yine de her bir grubun ilah benzerleri melezler doğmuştu. İnsan söylemi
melezlere verilen isimdi.
Ön ittifaklar hayli gelişmişti. İttifakın kolektif
zenginliği ve kolektif kapasitesiyle, depo hafıza bilgisi çok artmıştı.
Kolektif alanlar kişilerin günlük kaygılarını gidericiydiler.
Kamunun olan kolektif kapasite şimdiki özelleştirmeler gibi birilerinin
eline geçmekle mülk sahipliği süreci başlamıştı. Kolektif sağlamaya göre mülk
sahipleri mülksüzlerin günlük kaygılarını giderilme sağlamasında hayli eksiltmeler
yapmıştı. Kişideki kolektif alana olan eğim mülk sahiplerine yönelmişti.
İnsan sağlatan kolektif kapasiteli alan yansımalarına
alışmıştı. Kolektif kapasiteyi kullanan paydaşların payların da yapılan
eksiltmeler kişide kamusal alana karşı dışlanma, ıraksanma duygusu doğuruyordu.
Mülk sahipliği ilişkisi kişileri kolektif alana, kolektif
emeğe yabancılaştırıcı, dışlayıcı ve ıraksatıcı bir özelleştirme operasyonuydu.
Mülksüzleşme sonrası insanda, kolektif kapasite konforu olmadan yaşayamaz olmanın
yalnızlık duygusu hâkim olmuştu. İnsan doğal ortamı kolektif emekle üretiyordu.
Temel dayanaklardan yoksun mülksüz lük içinde, kolektif alanın
olanaklarını yakınsanması yerine, mülkün sahiplerini yakınsama düşüncesi
doğmuştu. Sağlama işi kolektif alan yerine mülk sahiplerinin eline geçti.
Böylece mülkün ve mülk sahiplerinin hüküm ve hükmetme işi oluşmuştu.
Kolektif alan kolektif emek gücü üzerine mülklü mülksüz diye
parçalı edilmişti. Kolektif emek, kolektif kapasiteyle; kolektif
yapabilirlikti. Mülksüz lük duygusu kişileri kolektif alandan ıraksatan düşünceydi.
Iraksama mülk sahibini yakınsatan düşünceydi.
Mülksüz lük kolektif sahiplikten yoksunluktu. Kolektif
sahiplikten boşalan alan etkisinin yerini mülksüz lükle oluşan yapay algıları
doldurmuştu. Kolektif alan çekimi yerini mülkün çekim almıştı. Mülk çekimli
dalgalanmanın üzeri inanç ve iman edimli modülasyonlarla doldurulmuştu.
Gerçekte ise ne kolektif alan etkisi gitmişti. Ne kolektif
emek kaybolmuştu. Ne de kolektif kapasiteli yapabilirlik zaildi. Mülk ve mülk
sahipliği kolektif olan ne varsa bunların çekim gücü yerine geçti ve bunları etkisini
gizleyen bir sahtelikle mülk, aldatan puttu. Artık mülke ve mülk sahibine tapım
vardı.
Kişilerin kolektif kapasiteli hakları kimi kişilere verilmiş
rızktı! Böylece kolektif yaptırım gücünü kendisine mülk edinen kurnaz kişilerin
mülk sahipliğiyle; mülkten yoksun olma eksikliğinin farkı, "mülkün
sahibine olan muhtaçlıkları doğurmuştu".