___Ýnanç, yaþamanýn gücü içimizdeki gözümüzdür, arzuya dönüþen aþktýr.

Herkes, Cennet’e kendi yoluyla girer inancýn yere düþerse silahýn da yere düþer.
Baþarýnýzýn büyüklüðünü inancýnýzýn büyüklüðü belirler. 
Ýnanç, kahramanlýklar üzerine inþa edilmiþtir. 

Ancak Allah'a inandýðýn zaman yaþadýðýný anlarsýn.

Kiþi, inancý ölçüsünde genç, kuþkusu oranýnda yaþlýdýr.

Ýnanç, sevginin ümide dönüþmüþ þekli o kaybolduðunda insan da kaybolur.
Ýnanç dersini, doðadan alabilenlere ne mutlu yeterli kanýtlarý bulmuþ olan kalbin 
huzura ermesi. Ýnsan korkusundan utanç ,Allah korkusundan inanç doðar. 
Ýnandýðýnýz gibi yaþamazsanýz, yaþadýðýnýz gibi inanmaya baþlarsýnýz. 

Hiçbir þeye inanmayan insan, bir bardak içindeki köksüz çiçeðe benzer ki; Ýnanç, insanoðlunun sahip olabileceði en yüksek tutkudur. Kuvvetli bir inançtan baþka hiçbir þey, kuvvetli bir iþ çýkaramaz. Ýnançsýzlýk büyük strestir, buna ancak güçlü insanlar dayanabilir. Ýnanç, görmediðime inanmaktýr. Bunun mükafatý da inandýðýmýzý görmektir.

Gördüklerim, beni görmediðim yaratýcýya inanmaya mecbur ediyor.

Ýnsanlarý inandýklarý þeylerden vazgeçirmek, bir þeye inandýrmaktan daha zor.
Kainat yaratýcýsýna olan inanç, ilmi araþtýrmanýn en kuvvetli ve en muharrik gücü.
Ýnancýn en küçük tohumu bile, mutluluðun en büyük meyvesinden daha iyi.
Ýnançlý olan bir kiþinin gücü, sadece ilgisi olan doksan dokuz kiþinin gücüne eþittir.

Akýl, ruhumuzun sol eli, inanç iþe sað elidir. 

Ve biz Allaha her iki elimizi birden kullanarak varýrýz. Ýnsanlarýn inancý yoksa, acaba ne iþe yararlar, bir araç bir güç kaynaðýna baðlanmazsa yol alabilir mi?

Ýnandýðýmýz þeyin, bir yabancýnýn aðzýndan tekrarlandýðýný duymak bize zevk verir. Ýnsanlar genellikle olduklarýna inandýklarý kiþi haline gelirler, eðer bir þeyi yapamayacaðýma inanýrsam, bu inanç onu yapma gücünü elimden alýr. Yapabileceðime inanýrsam baþlangýçta sahip olmasam bile ,onu yapacak gücü kendimde bulurum.

"Bilimin açtýðý her kapýnýn ardýnda insan Tanrý’yý daha iyi görebilmektedir". Einstein.

Ýnancýn tanýmý, bir düþünceye gönülden baðlý bulunma ve inanma duygusudur.
"Akýl ve idrak, insanýn ruhunda dinlenir." denir.  Ýnanç, aklýn varlýðýný kabul eder. 

Oysa akýl da, var olan görülmez arasýndadýr. Ýnanç, kendi baþýna kanýtlanmamýþ bir þeyin doðruluðunu kabullenmek durumunda olmaktýr. 

Diðer bir tanýmý ile "Ýnanç; kesin olduðunu kavrayamadýðýmýz bir þeyin kesinliðidir.

 "Emerson þöyle diyor: "Ýnanç, ruhun onayladýklarýný kabul etmekten ibarettir; inançsýzlýksa onlarý yadsýmaktan."

Tarih boyunca, nerede bir toplum varsa, orada mutlaka inanç olgusu da gündeme
gelmiþtir. Ýnsanlýk tarihinde ne kadar gerilere gidilirse gidilsin, dini inançlardan 
yoksun bir topluma rastlanmamaktadýr. 
Tarihi devrelerde olduðu kadar tarih öncesinde de insanoðlunun bazý inançlara
sahip olarak yaþadýðý, yapýlan bilimsel araþtýrmalardan anlaþýlmaktadýr. 

Büyük bilge Sokrat, "Kendini taný, o zaman baþkalarýný ve evreni de tanýyacaksýn"
derken, insanýn kendini tanýma yolunda çýkacaðý yolculuðu, kendi mikro
kozmosundan baþlayarak, evrenin büyük sýrlarýnýn saklý olduðu, makro kozmosa 
doðru geniþleyeceðine iþaret etmiþtir.

Dr. Fred Alan Wolf'un buna iliþkin tümcesi þöyledir: "Evren, hem madde hem de þuuru tek bir alan halinde içeren dev bir hologramdýr."

Kâmil insan olma yolunda gerekli olan evrene ve kendine mikro kozmik açýdan bakarken, ayný anda makro kozmosu da görebileceði veya makro kozmik açýdan bakarken de mikro kozmosu görebileceði bir hologramý zihninde yaratabilmektir. 

Var oluþunu düþünüyor olmasýna baðlayan Descartes de böylece Tanrý'nýn varlýðýný kavrayabileceðini iddia etmiþtir. 

Helen düþünce sisteminin bir devamý gibi olan ilk Ýslam düþünürlerinden Farabi, en
yüksek erdem olarak akýl ve bilimi göstermiþ ve bunlarýn kaynaðýnýn Tanrý
olduðunu söylemiþtir. 

Akýlla dini uyuþturmaya çalýþmýþ "insan ruhu kandil, bilim onun aydýnlýðýdýr" demiþtir.

Mevlana da "Aklýn amacý Tanrýsal özü görmek, O’nun birliðine ulaþmaktýr" fikrinin sahibidir.

 "Ýlim kendini bilmektir" diyen Yunus'a göre de akýl ruhla bedenin çatýþan taleplerini çözmekte kullanýlmalýdýr. 

Prof. Dr. Fred Alan Wolf : "Kuantum fiziði Tanrý nedir sorusunu cevaplayabilir mi?"

sorusunu; "Hayýr. Tanrý’yý deneyimleyebilirsiniz ama ne olduðunu söyleyemezsiniz. 

Tanýmlamaya kalktýðýnýzda örgütlü dinler gibi onu sýnýrlarsýnýz," þeklinde cevaplarken, "Ama Tanrý'nýn varlýðýndan eminiz deðil mi?" sorusunu ise "Deðiliz" demiþtir. 

Dokunamadýðýmýz þeylerin varlýðýndan emin olamýyoruz biliyorsunuz. 

O nedenle inanç diye bir kelime var. þeklinde açýklamýþtýr.
Öz'ümüzde, varlýðýmýzýn en derinlerinde, her bir hücremizde, tanýmlanamayan
kelimelerle anlatýlamayan sonsuzluðu ve bilgiyi arama ve bulma güdüsü vardýr. 
Bu güdü, insan olarak ait olduðumuz durum ve boyutun çýkmazlarýný
aþmak, bize yol göstermek üzere tasarlanmýþtýr. Bu güdü hiç durmaz,
yaþama anlamýný veren odur. Bilgeler bunun bilincindedir. Ne yazýk ki, pek çok 
birey için, bu çok derinlere gömülmüþtür; öyle derinlerdedir ki, adeta hiç var
olmamýþ gibidir. 

Havas için bu güdü, yüzeyin hemen altýnda yatan, sürekli özgürleþtirmeye
çalýþtýðý bir potansiyelken, avam için ufukta dahi gözükmez.
Gerçek insanýn düþünce metodolojisinde gerçekleþebilecek en önemli evrim,
düþüncelerini, yapay sýnýrlamalardan arýndýrmak ve bu yolla, akýlsal yetilerini 
yetilerini kör inançlarla sýnýrlandýrmak yerine, sezgisel algýlarýnýn sýnýrlarýný,
aklýnýn elverdiðince geniþletebilmektir. Hakikate doðru yaptýðýmýz yolculuðu,
aslýnda týpký insanýn evrimsel yürüyüþünde olduðu gibi "bir varýþ deðil tümüyle bir
gidiþ olduðunun" farkýna varýlabilin-melidir. 
Aydýnlanma; düþünme ve deðerlemelerin görgülere ve geleneklere baðlý
olmaktan kurtulup insanýn kendi aklý ile kendisinin yaptýðý denemeler ve
gözlemlerle yaþamýný aydýnlatmaya giriþmesidir. 

Kýsaca aklýn inançtan, bilimin dinden baðýmsýzlaþmasý ve hepsinin kendi farklý
yerlerini bilmesidir. 
Felsefe ve bilim için mutlak doðrular diye bir þey yoktur; bilim durmadan yeniden
araþtýrýr, düzeltir, yeni doðrulara varýr; ilerleme ve geliþme de böylece olur. 
Önemli olan inançlarý bilime karýþtýrmamaktýr. "Ýnsan bilmediði þeye inanýr,
inanmaya yatkýndýr. "denir. 
Önemli olan inancýný; bilme tutkusundan ayrý tutmasýný bilmektir. 
Bilim insaný; inançlarýna ters düþse de araþtýrmasýný sonuçlandýrýr.

Tarih boyunca her kapalý öðreti avam tarafýndan tepki ile karþýlanmýþtýr. 
Ezoterik öðretiler, insaný ve evrenin sýrlarýný keþfetmeye ve böylece kâmil insaný
yaratmaya yönelik teorik ve pratik yöntemler dizisi olarak bir öðreti ekolü
þeklinde yaþamaya devam etmiþtir. 

Kadim Mezopotamya’ya, Mýsýr uygarlýðýndaki Hermetik öðretiye ve Klasik Yunan
felsefesine baktýðýmýzda, insanlýk tarihinin bu ilk devirlerinde, akýl ve zekânýn,
bugün bile imrenebileceðimiz düzeyde özgür olduðunu görüyoruz. 
Toplumumuzda cemiyet yerine cemaat odaklý bir yapýlanmanýn oluþtuðu
günümüzde, cemaatler içinde de bireylerin özgür ve kiþilikli bir kimlik
geliþtirebilmeleri olanaksýzdýr. 

Cemaatlerde birey yoktur, çünkü birey olmak her açýdan özgür olmaktýr,
oysa cemaatlerde insanlarýn özgür istençleri olmasý olanaksýzdýr,
istençleri de kimlikleri de topluluk ruhu içinde erimiþtir. 
Doðma, büyüme, çoðalma, fiziksel ihtiyaçlarýný tatmin etme ve ölme
döngüsünde bir klan hayatý söz konusudur. "Her cahil kendi açýkgözünü
yaratýr" denir.
Bir toplumda cahil ve aldananlar ne denli çoksa, inancý kullanan uyanýklarýn sayýsý
da o denli çoktur. 

Prof. Hýfzý Veldet Velidedeoðlu þöyle yazýyor: "Türk aydýnýnýn görevi, sadece
kendi iç dünyasýný daha ýþýklý düþüncelerle aydýnlatmakta devam etmek deðil,
bununla birlikte, hatta bundan daha çok, kendi yakýn ve uzak çevresini, olanak ve
yetenekleri ölçüsünde, aydýnlatmaya ve mümkünse kendi kendisini aþmaya
çalýþmaktýr."

Etrafýndaki olaylar, kendi arzularýnýn dýþýnda geliþince, doðaya, ölüme, daha güçlü
insanlara yenilince, yetersiz kalýnca, insan, kendisininkinden daha büyük bir irade
irade aramýþ. 

Þu hikâyedeki gibi: "Adam kahveye girmiþ. Herkese meydan okuyan bir tavýrla
"var mý bana yan bakan?" diye sormuþ. Arkalardan bir yerden, ilk adamýn iki 
katý boyunda bir adam ayaða kalkmýþ ve "var" demiþ.
Bunun üzerine derhal uyum saðlamýþ birinci adam. "Var mý aðabeyimle ikimize
yan bakan?"

Tanrý’ya bu yönelimle inanan çok insan var, ne yazýk ki. "Benden daha güçlü
bir iradeyi yanýma almalýyým. Bana bende olmayanlarý hediye etsin.
Kabarýk istek listemi karþýlasýn. Sadece beni sevsin. Ýstemediðim her þeyi
benden uzak tutsun. 

Tek meþgalesi ben olayým." 
Rabbena, hep bana:)
 
Tanrý’ya O gerçekten var olduðu unutmayacaðýz.

Semra EROÐLU Þiirleri sevdiren kadýn
17/07/2023