Talihinden muzdarip bir garip hiçti desin
Gülzâr-ı gönüllerde gül koklarken elalem
Kaderin kâsesinden hep zehir içti desin
Hazza hasret yüreği hazana yakın oldu
Her "Kûn!" emri geldikçe yağan kar yekûn oldu
Tercih için önüne neşe hüzün konuldu
İnsafsız kara bahtı hüzünü seçti desin
Mecnunlar kavuşurken vahada Leylâ'sına
Lav taşırdı yanardağ acı vaveylasına
Mutena gönüllerin muhabbet tarlasına
Hep sevgi, dostluk ekti, ihanet biçti desin
İlham mazimi arzdan yorgun düşerse eğer
Bulutlar sele dursun, sırılsıklam olsun yer
Dile gelsin mendilim, dizeler dolu defter
Doğarken bir garipti, öyle de göçtü desin
Mecit Aktürk