Ey katiller sürüsü, insanlık fukarası...
Filistinli
şehidin gül kokuyor yarası
Operasyon
çocuğu, yoktur senin vicdanın!
Dolar
yığını değil kanla dolu cüzdanın
Bülbüller
ötmez olmuş, bağlar virandır şimdi
Köz
köz olmuş can mülkü, yürek nirandır şimdi
Şerde
hayır gizlidir, hikmetini bilemem
Yüreğim
yaralıdır, sen ağlarken gülemem
Hakikatin
gür sesi, mazlumların eliyiz
Zalimin
karşısında hepimiz Gazzeliyiz
Günü
gece ediyor bombaların dumanı
Çocukların
çığlığı titretir asumanı
Paslı
kılıç saplandı İslâm'ın haremine
Engel
olmak müşküldür gözümüzün nemine
Cehennemden
farksızdır Gazze'nin sokakları
Siyah
tülle örtülü bu şehrin şafakları
Yağmura
kan karıştı, tanklar ölüm kusuyor
Konuşması
gereken, tuhaftır ki susuyor
Müslüman
toprağına oturdu siyonistler
Yüzü
katran karası, kudurdu siyonistler
Gazze'de
hazan vakti, dökülüyor yapraklar
Güllerin
dalı kırık, kan kokuyor topraklar
Toprağa
karışanlar ana, baba, bacıdır
Giden
cennet yolcusu, kalmak daha acıdır
Yaşayan
canlı ölü, ölü cennet düşünde...
Kimisi
yedisinde, kimisi yetmişinde
Koyaklara
seslenir uğultulu tepeler
Kelebekten
daha az burda yaşar bebeler
Bir
gün gerçek olacak mazlumun dilekleri
Cennette
dolaşacak Gazze'nin melekleri
Soykırım
yaşanıyor, bari bunu gör dünya
Hakk'a
kulağı sağır, hakikate kör dünya
Asrın
firavunları ölümden besleniyor
Okyanus
ötesinden iblise sesleniyor
Ayaklar
taşıyamaz vicdanların yükünü
Gazze'de
Müslüman'ın kuruttular kökünü
Kalakaldık
ortada budanmış çınar gibi
Zalimlerin
vicdanı kurumuş pınar gibi
Mazluma
sırt çevirdi, zalimi tuttu dünya
Kınamaktan
da aciz, dilini yuttu dünya
Hâk
ile yeksân Gazze, ne ev kaldı ne çarşı
Mazlumların
feryadı şimdi tutmakta arşı
Acının
tarifi yok, tarifsizdir bu acı
Bahçemizden
uzak ol, kuru garkat ağacı
Netanyahu'yla
Biden olmuş kırk yıllık kanki
Gazze'de
mümin olmak ateşten gömlek sanki
Güya
zafer kazanmış, alçak adam kasılır
Merhem
sürecek yerde, yaraya tuz basılır
Nemrut'un
ateşinde açan gülsün ey Gazze!
Öldürmeye
gelenler sende ölsün ey Gazze!
Hastaneler,
camiler, bombalanır okullar
İdrâkler
darmadağın, yangın yeri akıllar
Mevsimlerin
hepsi kış, bahar ve yaz kalmadı
Yaralar
bini geçti, basacak tuz kalmadı
Kökler
ağır yaralı, can çekişmekte dallar
Narin
güvercinlerin ensesinde kartallar
Siyonistin
ruhu yok, yalnız kemik ve ettir
Çocukların
yüzleri tebessüme hasrettir
Beyaza
bürünmüştür mazlumun şakakları
Ölüme
açılmakta Gazze'nin sokakları
Gözlerde
kanlı yaşlar, kirpikler çürür nemden
Gazze'nin
dört bir yanı farksızdır cehennemden
Çocukların
gözleri kan çanağına dönmüş
O
eski ışıltı yok, gözlerin feri sönmüş
Mehterin
tınıları ağıtlara dönüşür
Çocukların
düşleri gece ayazda üşür
Yaradan'ın
emridir, şahadet bir çağrıdır
Yanan
Gazze değildir, Müslüman'ın bağrıdır
Kesmeye
adam gerek siyonistin dilini
Söndüren
nefes gerek kan dolu kandilini
Beşşar
Esad bir yanda, öbür tarafta Sisi
Bunlar
başta oldukça çıkmaz ümmetin sesi?
Sıra
size gelecek haç hilâli yenince
Çıkar
tokmağın sesi başınıza inince
Ey
Arap kardaşlarım, sizde hiç mi vicdan yok?
Cennet
ulularının hiçbirinde cüzdan yok
Festivaliniz batsın, ne diyeyim ben size?
Bu
paramparça ümmet nasıl çıkacak düze?
Gazze'nin
mazlumları boşuna imdat bekler
Yatacak
yeriniz yok, ey arlanmaz şebekler?
Nere
baksan karanlık, tanklar ölüm kusmakta
Ümmet
süt dökmüş kedi, korkmakta ve susmakta
Bu
alçakların kini kusa kusa bitmedi
İki
milyarlık ümmet on milyona yetmedi
Gazze'ye
bomba yağar, siz yağmurdan kaçarken
Buralarda
sis hakim, orda hava açarken
Mazlumlar
bu acıyı ne zaman unutacak?
Bir
el uzansın gayri, bu âh sizi tutacak
Ebrehe,
Netanyahu; bugün füzedir filler
Ebabil
beklemeyin, uyanın ey gafiller!
Bu
ne büyük acıdır, gökleri tutar âhım!
Gazze
bombalanırken ağlar ilk kıblegâhım
Bu
toprak iyi tanır Musa ile İsa'yı
Hak
bir gün indirecek başınıza asayı
Bu
çapsızlar İslâm'ın defterini düremez
Yüreğin
yangınını gözyaşı söndüremez
Dünyayı
döndüren güç, zannetme ki bakacak
Gazze'yi
yakan ateş tüm dünyayı yakacak
Zulüm
payidar olmaz, zalim belâ bulacak
Gazze
şaha kalkacak, zafer Hakk'ın olacak
M.
NİHAT MALKOÇ