KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
ORUÇ BİZİ TUTTU MU ACABA?
Oruç mu bizi tutuyor, biz mi orucu? Namaz mı
bizi kılıyor biz mi namazı? Kur’an mı bizi okuyor, biz mi Kur’anı?...
Evet bugün Ramazanın 15’i. Yarısı geçti oruç
ayının. Gelecek, geliyor derken geldi ve yarısını bile bitirdik. Allah kısmet
ederse kadir gecesini kutlayıp, Bayrama sağ salim kavuşacağız. Hani, “On bir
ayın sultanı, gufran ve mağfiret ayı, Kur’an ayı, on günü rahmet, ikinci on
günü mağfiret, son on günü Cehennemden azat olmak” diyoruz ya. Ramazanı yere
göğe sığdıramayız ya. Evlerimizde sanki kıtlık olacakmış, ebediyen aç
kalacakmışız gibi baklavalar, börekler
hazırlanır ya. İftarlar için lokantalarda rezervasyon yaptırırız, ramazan
gelince fellik fellik lokantaları gezer güya iftar yaparız ya!
Soframıza kaç tane fakir, aç, açık, muhtaç,
garibanı misafir ettik? Ediyoruz? Veya onlara kendi yediklerimizden yediriryor,
giydiklerimizden giydiriyor muyuz? Akrabalarımızdan kaç tanesinin elinden
tuttuk? Sokağımızda, mahallemizde, semtimizde, şehrimizde- ki yardım ve destek
en yakından başlar- ülkemizde ve diğer ülkelerde bulunan insanlara veren el
oluyor muyuz? Olduk mu?
Ramazanı dilde mi bırakıyoruz, yoksa eyleme mi
geçiriyoruz? Sadece akşama kadar aç ve susuz kalarak oruç tuttuğumuzu mu
sanıyoruz? Oruç; bedeni yalnızca aç sususz bırakmak değildir. Tabii bu da var
ama asıl olan; gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza, kalbimize, beynimize
yani bütün bedenimize ve duygularımıza oruç tuturmak önemlidir.
Akşam ezanı okonunca orucumuzu açmanın adı
iftardır ama asıl iftar; gönlümüzü sevgiyle insanlara açmak, merhamete kapı
aralamak, cömertlik damarlarımızı açmaktır. Dahası ruhumuzu, beynimizi,
aklımızı; tefekküre, okumaya, aklı terletmeye, Hakkı ve hakikati bilmeye açmak.
Takvimlerde İmsak ifadesi vardır. Her takvimin
ilk sırasında bu ibareyi görürsünüz. İmsakiyelerde önce gözümüz imsaka dikilir.
Çünkü imsak vakti gelince biliriz ki oruç başlamıştır. İmsak; tutmak demektir.
Yemeyi tutmak, içmeyi tutmak. Sadece bu mu? Hayır İmsak; bir nevi kapatmaktır.
Yani; her türlü olumsuzluklara, yanlışlıklara, günaha, şeytanî işlere, taguta
götüren eylemlere, firavunca tavırlara, kine, intikama, hınca, öfkeye…kapımızı
kapatmaktır.
İftarı ve imsakı tam anlamıyla yerine
getirdiğimiz zaman oruç bizi tutmuş olur. İhsanı, ikramı, iz’anı, irfanı,
imanı, islamı tam yaşadığımız vakit oruç bize değer verir. Orucun bizi tutması,
Ramazanın bizden hoşnut olması demektir. İşte o zaman Bayramı hak ederiz. İşte
o vakit Kadirin kıymetini bilmiş oluruz ki böyle olan Kadirler, bizim geçmiş
günahlarımızın bağışlanmasına vesile olur.
Orucun tuttuğu kullara Rabbim de: “kulum”
diyecektir. Oruç güzelliğini Ramazandan sonra da devam ettirmek umuduyla tüm
gönül dostlarımı şiirimle baş bırakarak hayırlı günler dilerim.