Gel
Sana bir sır vereyim bunu kendine sakla
Bıktım boşluğunu saran kollarımla seni hayal etmekten
Bıktım sesini duymadan telef olmuş günlerden
Gelmeyecek bir otobüsü
Hep aynı durakta beklemekten...

Hangimiz sıktı ilk kurşunu bu sevgiye 
Gözyaşlarım doldu taştı sığmıyor içimdeki denize
Saplantılı bir sarmaşık oldu içimde bu sevgi
Dolandı ruhuma
Ya onu bana ver ya beni yanına al diye 
Çok yalvardım Allah’a...

Değer miydi sence bunca çektiğimiz eziyete
Ne olurdu ki herkes gibi mutlu olsaydık biz de 
Diken gibi batar oldu yastık, yorgan yokluğunda buz 
Beni ağlatan şarkılar bile sayende artık ruhsuz ...

Varlığını anlatmaya yetmeyecek bu şiirler bilesin
Sen en masum güzelliklerin hata silsilesisin
Nasıl bir kader bu cehennem ateşinde güncelleniyor 
Her gün hüzün
Doymalı artık okşayan yabanci ellere 
O kapkara gözün

Galata’da demli bir meyhanede olmak vardı sahiden
Seni unutturacak bir mey istemek vardı sakiden
Ya da bir uykuya dalmak uyanmadan derinden
Kahroluyor yüzüme gülen hatıralar kederinden

Gel en umutsuz bekleyişlerimin ortasında gel
Görmesin gözün hiç bir şeyi bana mangal yüreğinle gel
Gel bitmeden sayılı günler 
Yakalamadan bizi ecel 
Gel ben hala vazgeçmemişken bizden 
Gel 

                          ERGİN ERSÖZ
( Gel başlıklı yazı ergin-ersoz tarafından 16.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.