Hayat bir avuntudur ya
Neyle avunmak peşindesin
Avuntun kadar değer biçtin
Kendine
Sevinçlerin ve kederlerinle tartıldın
Paha biçilmeyecek kıymetin
Düştü yerlere
Bir cevher olsaydın
Çamur katmanlarında kaybolmuş 
Seni bulacak biri olurdu elbet
....
Dudağında belli belirsiz bir istihzayla
Cevap vermiştin ya sorulana
Düşmanını dost bilip
Dostuna ihanet ettiğin gündü
Kendini imtihan deryalarına saldın
Gül bahçesi sandığın
Ateş çukurlarında
Otur günahlarının kucağına şimdi 
Pişmanlık elleriyle seni taşısınlar
Nice çabayla varamadığın
Yalnızca senin olan mekana
Acziyetin  eliyle tüket 
aşamadığın mesafeleri
Ulaşılacak bir menzil vardır elbet
....
Terk edersin ya kendini 
Zaman zaman
Terk ettiğin yerde kal
Varoluşun vehminde olduğun bir an
Kendini bulma artık, arayıp sorma
İsteme bundan sonra
İstenildiğin yerde ol
Çağrıldığında dur bekle
Gitmek için nazlan biraz
Seni soracak biri vardır elbet
.......
Ne arzular büyüttün
Yarım günlük heveslere
Ne hazineler tükettin
Hiçten küçük hiçliklere
Bilebilseydin
Gayretlerin çürüsün istemezdin
Pişmanlık zindanlarında
Bir yerde ümidi kesilseydi 
Senden ümitlerinin
Senin bir beklentin kalmasaydı senden
Arzuların bir yerde son bulurdu elbet
....
İnsanlar sana
Gökyüzündeki yıldızlara bakar gibi baksaydı 
İstemez miydin
Bir yerlerde senin için açılan eller olsaydı
Senin için dökülen gözyaşları
Diller senin için duaya dursaydı
Unutturulsaydı sana
Kötülüklerin, üzüntülerin
Kalem sadece mutluluk yazsaydı 
Senin için
İstemez miydin
Kalemi tutan bir el bulunurdu elbet
.....
Mukadderat düşmek idiyse
Düşseydin iyilik denizlerine
Kendine sır olsaydın
Gözlerine perde
Sırrında gizlendiğin 
Başka bir sen olsaydı
Senden yükselseydi göğe
İyi niyetler
Kimse bilmezdi ki yazsın
Birinin haberi olmazdı ki bozsun
Sakın aldırma
Kaybolmaz hiç bir gerçek
Her işe bir varis bulunur elbet
....
Zehirlere şifa verdin dilinde
Vefasızlığı büyüttün
Unuttuğun gönül boylarında
Gülücükler saçtın sinir krizlerine
Masum serzenişlere öfke bulutları yükledin 
Çatık kaşlarında
Kurt kadı oldu divanında
Kuzular dizildi idam sehpalarına
Adaletin masumiyeti payimal oldu
Senin tezgahlarında
Umursamazlığın dikenli teller ördü
Kibir dağının yamaçlarına
Anlardın
Bir Vahid-i kıyas anında 
Düşseydi fehmine
Senden büyüğü de vardır elbet


Adana
Nisan 2024

( Elbet başlıklı yazı bî-Vefa tarafından 27.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.