Yadıma düştüğünde unutturulmuş hasretler
Gizli bir fısıltıyla yalnızlık beni çağırır
Suskunluk birikmişken sukut-u hayallerimle
Eski dost edasıyla yalnızlık beni çağırır

Çok uzun zaman önce terkedilmiş boş ümitler
Yaşanmamış saatleri lime lime bölerken
Feryadını duyarken ah ile geçmiş günlerin
Dingin bakışlarıyla yalnızlık beni çağırır

Güller koklarken bahçenden şimdi kaktüsler açar
Firakında vaslında senin bahsinde aynı dem
Ne gam! senin ellerinde savrulurken küllerim
Yersiz bir avuntuyla yalnızlık beni çağırır

Bakışlarda gizli masum sevdalar büyüttük biz
Damıtılmış son umutları tüketmeden önce
Daha solmadan saçına taktığım ak karanfil
Sensiz bir teselliye yalnızlık beni çağırır

Nazarından taşan isyanda boğulurken üzgün
Kurtuluş olmaz elemim kahreden siteminden
Şimdi halime şüphesiz, en çok susmak yakışır
Sessizliğin diliyle yalnızlık beni çağırır

Esrarlı sırrın hep uzlete çevirir yolumu
Gölgen düşmeyen yerler artık bana son sığınak
Kuytu köşeler kızgın çöller uzak dağ başları
Issız tenha yerlere yalnızlık beni çağırır

Ört yalnızlığı üstüme karanlık gece gibi
Hiç haberi olmadan ruhumun yalnızlığımdan
Sanki hiç var olmamışım da hiç yokmuşum gibi
Yalnızlığım biterken sonsuzluk beni çağırır


ADANA
MAYIS 2024


( Yalnızlık Beni Çağırır başlıklı yazı bî-Vefa tarafından 22.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu