Güneşli bir sabahtı.
*Güneşten ışık alırız. Güneşin hareketlerine, Dünyanın
konumuna ve optik yasalarına göre hayatımızı düzenleriz.
*Güneş ışığı almayan kısımlar karanlık, alan kısımlar
aydınlıktır.
*Güneşi görebildiğimiz açılara göre sabah öğle ikindi diye
vakitler belirleriz.
*Dünya kendi etrafında batıdan doğuya doğru döndüğü için
güneş doğuda ise sabah deriz.
*Evrendeki her nesne hareket halindedir. Nasıl ki elektron
çekirdeğin etrafında dönüyorsa dünya da güneşin etrafında döner hatta güneş de
Samanyolu’nda dönerek hareket eder.
*Dünyanın kendi etrafındaki bir tam turunu gün olarak
isimlendiririz. Güneş etrafındaki bir tam turunu ise yıl olarak isimlendiririz.
Bu hareketlerin sebebi ise kütleçekimdir. Evrende her cisim birbirine çekim
uygular ve bu yüzden hareket ortaya çıkar.
*Güneşte gerçekleşen tepkimeler parçacık kaynaşması(füzyon)
ile ortaya ışık sıcaklık enerji yayılır. Yaşamın devamlılığı için Güneş
vazgeçilmezdir.
*Güneş’in doğmasıyla birlikte dünya aydınlanmaya başlar. Ozon
tabakası zararlı ultraviyole ışınları engeller.
*Etkileşimler güneşin doğumuyla birlikte hızlanmaya başlar,
buz erir su olur su ısınır buhar olur buhar da durumu mekanı zamanı gelince
yoğunlaşır su olur.
Bilge güzel bir şekilde uyandı. Yüzünü hızlı bir
şekilde yıkamaya gitti.
*Nasıl ki cep telefonlarını, tabletleri ve laptop
bilgisayarlarını sarj etmek gerekiyorsa insanın da gün içerisinde aktif hareket
edebilmek için sağlıklı uykuya ihtiyacı vardır.
*Sağlıklı uyku için yatak önemlidir. Yataktaki yaylı
düzenekler vücut ağırlığını dengeli dağıtmak için doğru ölçüde gergin, doğru
uzunlukta sıkışmış ve doğru sayıda yerleştirilmiş olmalıdır. Yatak tasarımı
fizik bilgisine sahip mühendisler tarafından yapılabilir.
*Bilgeyi harekete geçiren neydi? Okula yetişme isteği… Bu
da evrenin nesnelerin canlıların neden sonuç ilişkisine göre ilişkilerini
düzenlemesinden kaynaklanır. Her şeyin bir nedeni olduğu kabul edilir. Fizikte
bu duruma nedensellik denir. Kuantum teorisi savunucuları bu duruma
olasılıkları hesaba katmamız gerekir diyerek karşı çıkıyor olabilir. Fiziğin en
büyük dehası Einstein ise ünlü ‘’Tanrı zar atmaz.’’ sözünü bu duruma yönelik
söylemiştir.
*Bilge’nin yataktan doğrulması için kasların gerekli
kasların kasılıp gevşemesi gerekiyor. Vücutta bu iletim sinirler aracılığıyla
kimyasal elektrik aracılığıyla gerçekleşir. Elektrik bir enerji çeşididir. Elektron
akışının hareketleri ile ortaya çıkan bu enerji pek çok şekilde kullanılabilir.
Elektrik başlı başına bir fizik konusudur. Öğrenilmesi büyük fayda sağlar. Teknolojik
aletleri çalıştırmak, çevreyi anlamlandırabilmek hatta insan ilişkilerini bile
iyileştirmek mümkündür. Eskiden birbirinden hoşlanmayan insanlar elektrik
alamadım derlerdi.
*Bilge kaslarını eşzamanlı olarak kullanarak yataktan
doğrulması gerekir. Bunun içinse belirli kaslar kasılarak boylarını kısaltır ve
hareket ortaya çıkarır. Bu kasların bazıları gereğinden fazla yada yetersiz
kasılırsa denge sağlanamaz. Uygulanan kuvvet ile sabit tutulan ağırlık ile
dengeyi sağlarız. Nasıl ki terazide dengeyi sağlamak önemliyse hayatta da maddi
manevi dengeyi sağlamak çok önemlidir.
*Bilge yüzünü yıkamaya giderken hızlı dedim ama neye göre
hızlı? Karıncaya göre mi, arabaya göre mi yoksa ışığa göre mi? Burada klasik
fiziğin temel konusu olan bağıl hareket devreye giriyor. Bilge 9 metre olan
mesafeyi 30 saniyede gitti. Burada klasik matematik ve Newton hareket yasaları
geçerlidir. Yol= Hız çarpı zaman denklemi ile Bilge’nin ne kadar hızla
gittiğini bulabiliriz.
*Bilge yüzünü yıkarken musluğu açtı. Gazlar ile sıkıştırılan
su, musluğun açılması ile akmaya başlar. Bu işlem basınç farkından dolayı
gerçekleşir. Basınç konusu ise fiziğin ilgi alanıdır. Katı sıvı gaz durumlarına
göre basınç değerleri değişebilir.
*Su yukarıdan aşağı doğru aktı. Neden yukarı doğru akmadı?
Cevap 1: Musluk dikey tasarlanmıştı. Cevap 2: Kütleçekim kanunu gereği su
dünyanın çekim yönüne doğru hareket etti. Cevap 3: Yukarı doğru bir vakum
kuvveti yoktu.
*Bilge su ile temas edince ayıldı. Suyun sıcaklığı ile
Bilge’nin sıcaklığı farklı olduğu için temas sırasında ısı enerjisi transferi
gerçekleşti. Hayatta tanımlar önemlidir. Bu örnekte sıcaklık sadece bir
gösterge, ısı ise enerjidir. Gösterge transfer edilmesi çok anlamlı değildir
ama enerji farklıdır. Termodinamik 1. Yasası der ki enerji varken yok olmaz,
yokken var olmaz sadece dönüştürülebilir. Bu yasa pek çok teknik gelişimin
temelidir. Örnekler saymakla bitmez. Fotoselli kapı, elektrikli soba, araba
aküsü sadece birkaçıdır.
Bilge su ısıtıcısını çalıştırıp kahve içmeye
karar verdi.
*Su ısıtıcısı elektrik enerjisi ile çalışan bir düzenektir.
Üreteçten çıkan elektrik akımı direnç ile karşılaştığında devre çalışmaya
başlar. Direnç ısı olarak da karşımıza çıkabilir, ışık olarak da karşımıza
çıkabilir, hareket olarak da karşımıza çıkabilir.
*Tepkimeler vardır, uygun sıcaklık-çözünenin türü ve
miktarı-çözücünün türü ve miktarı-basınç ve daha başka değişkenlere göre
gerçekleşir. Kahveyi yoğun içmek isterse çözünen miktarı çok olmalı, çözücü
miktarı az olmalı, seyreltik içmek isterse çözünen miktarı az, çözücü miktarı
çok olmalıdır. Daha başka değişkenler de durumu değiştirebilir. Tepkimeler
fiziğin konusudur.
*Su kaynamaya başladığında kahve hazırlanabilir. Deniz
seviyesinde ise 100 derecede, daha yükseklerde ise basınç daha az olduğundan
daha düşük derecede kaynar. Basınç da fiziğin önemli bir konusudur.
*Aynı koşullarda 1 sürahi su ile 1 bardak suyu kaynatmak
için harcanan enerji farklıdır. Maddeyi değişime uğratmak için enerji harcanır.
1 sürahi su 5 dakikada kaynıyorsa ve 1 bardak su 1 dakikada kaynıyorsa sürahi
için daha fazla enerji harcanmış demektir. Kuvvet x Zaman= İş Güç Enerji de
fiziğin önemli bir konusudur.
Bilge
kahvesini bitirdikten sonra okula gitmek için hazırlanmaya başladı.
*Okul kıyafetleri, okul kitapları, okul çantası ve bunun
gibi pek çok ürünler tasarım ürünüdür. Hepsinin boyu eni genişliği vardır. 3
boyutlu evrende yaşıyoruz ve zihnimizde zaman algısına sahibiz. Farklı
mekanlarda ürünler de farklı şekillerde tasarlanabilir. Uzay-zaman da fiziğin
önemli bir konusudur.
*Bilge kitapların en ağırını okul çantasının kendine en
yakın bölmeye yerleştirdi. Bunu yaparak ağırlık merkezini denge noktasına yakın
yerde konuşlandırdı. Bunu yaparak kitapları taşıması için daha az kuvvet
harcamayı başarabildi. Denge ve moment de fiziğin önemli bir konusudur.
*Bilge kıyafetlerini değiştirdi. Kıyafetleri oluşturan
malzemeler değişkenlik gösterebilir. Bazılarının pamuk oranı daha fazladır,
bazılarının polyester oranı, bazılarının naylon oranı… Bu değişkenler uygun
oranlarda olduğu takdirde elde edilen ürün kullanılabilir. Oran-Orantı bilimsel
çalışmalarda çokça kullanılan bir yöntemdir.
*Bilge saçını tararken bir anda çarpıldı. Saçların
elektriklenmesinin nedeni, saç tellerinde biriken negatif ve pozitif
iyonlardır. Elektromanyetizma-Mıknatıs-Yükler hayatımıza kolaylaştıran pek çok
ürünün çalışma prensiplerini oluşturur.
Bilge okula gitti, hemen ardından ders zili
çaldı, okula girdi.
*Bilge ders zilini nasıl duydu? İnsan kulağı belli
titreşimleri ve dalga boylarını algılayabilir. Dalga boyu aralığı uygun
genişlikte olduğu için algılayabildi. Dalgalar da fiziğin önemli bir
konusudur.
*Ders zili çalınca dersin başlaması gerektiği bilinen bir
gerçektir. Bilge bunu nasıl öğrendi? Burada edimsel koşullanma söz konusudur.
Uyarana tepki vererek harekete geçilir. Ünlü Pavlov’un köpeği deneyi tam da
bununla ilgilidir.
*Ders zili belli bir saatte çalar. Saat ise sezyum atomunun
titreşmesine göre kabul edilerek icat edilmiştir. Zaman denen kavramı ışık
hızına göre ölçmek için saat icat edilmiştir ve medeniyete-topluma-hizmetlere
yön verir.
*Bilge okula girerken içerisi
dışarısı diye farklı ortamlar oluşturdu. Bu durumun pek çok sebebi olabilir.
Okulun duvarlar ile kapalı olması, okulun iç sıcaklığı, okulun kendine ait
kuralları… Örnekler çoğaltılabilir. Bilge zihninde oluşturduğu bu kavramlar ile
hayatını şekillendir. Bu durum gerçeklik algısı ile ilgilidir ve
fizik-kimya-biyoloji-felsefe bu konuları derinlemesine inceler.
İlk ders başladı. Klimayı açarak derse
başladılar.
*Ders başlamadan önce sınıf sıcak olduğu için klima açıldı.
Klimanın açılma sebebi sınıftakilerin kararlı iç dengesini (Homeostaz)
korumaktı. İç dengesini koruyamayan canlılar zamanla gerginlik hisseder, zihni
kötü düşüncelere kapılır ve hastalıklara maruz kalabilir. Homeostaz biyolojinin
önemli bir konusudur. Tıp biliminin hedeflerinden biridir.
*Sıvılar buharlaşırken çevreden ısı çekerler, buharlaşan
sıvının çevreden ısı çekmesi, ısı çekilen ortamın sıcaklığının düşmesine neden
olur. Isı kaybının neden olduğu sıcaklık düşmesine ya da sıcaklık azalmasına
soğuma denir. Isı-Sıcaklık-Genleşme fiziğin önemli bir konusudur.
*Sınıfta öğrenciler belli bir düzenle oturmuşlardı. Kısa
boylular önlerde, uzun boylular arkalarda olacak şekilde ikişerli sıralarda
oturuluyordu. Kısa ve uzun boylular olarak ayrılmışlardı. Diğer türlü olsaydı
tahtayı görmek tam anlamıyla mümkün olmayacaktı. Işık, önünde engel ile
karşılaştığında görme gerçekleşmez. Aydınlatma-Aydınlanma fiziğin önemli bir
konusudur.
İlk ders Türkçe başladı.
*Yoklama alınırken her öğrenci adı okundukça burada dedi.
Uyarana cevap vermek canlılığın bir göstergesidir. Biyoloji bu konularla
ilgilenir.
*Ders ünsüz sertleşmesi ile başladı. Kitapcı değil, kitapçı
denir. Bunun sebebi sesler çıkartılırken fazladan enerji harcamamaktır. Beden
için gerekli enerji verimli kullanılmalıdır. Verimlilik ise fizikte çok önemli
bir kavramdır. Mühendislerin başlıca hedeflerindendir.
*FISTIKÇI ŞAHAP… Her Türkçe öğrenen öğrenci bu örneği
duymuştur diye tahmin ediyorum. Öğrenmeyi kolaylaştırmak için kodlamalar
oluşturulabilir, tablolar çizilebilir, canlandırma yapılabilir. Beyin kimyasını
değiştiren bu teknikler nörobiyolojinin konusudur.
*Her ulusun farklı dil yapısı vardır. Yaşadıkları
coğrafya-Girdikleri etkileşimler-Toplum yapıları dillerini şekillendirmiştir.
Örneğin Türkler göçebe-savaşçı yaşadıkları için hareket belirten eylemler az
harfli ve söylemesi kolaydır. Tut-gel-git-yap-yık-yak-del… Tarih bilimi bu
konularla ilgilenir.
Ders bitti, teneffüs zili çaldı, bazı
öğrenciler okul bahçesine bazı öğrenciler lavaboya gitti, diğerleri ise sınıfta
kaldı.
*Temiz hava, boşaltım ihtiyacı, dinlenme durumu… Her canlı
ihtiyaçlarını karşılamak ister. Bu ihtiyaçların biri karşılanmadığında daha üst
seviyelerde yaşayamaz. Bu durum Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi olarak anlatılır.
Sosyal bilimlerin konusudur.
*Öğrencilerden bahçeye çıkanlar aralarında sohbet ediyordu.
İnsan sosyal bir varlıktır. Kendini ifade etme ihtiyacı vardır. Gelişmek
değişmek dönüşmek için diğer insanlar ile ilişkiler kurarız. Bu durum psikoloji
biliminin konusudur.
*Lavaboya giden öğrenciler rahatlamış şekilde sınıfa döndü.
Lavabo ihtiyacı karşılanmazsa gerginlik yaratır. Gerginlik ise maddi manevi
istenmeyen bir durumdur. Gerginlik durumunda kortizol hormonu salgılanır ve
uzun sürerse vücuda zarar verir. O
yüzden gerginlik varsa çözüme kavuşturulmalıdır, ne kadar erken olursa o kadar
iyi. Hormonlar da biyolojinin ve tıbbın önemli bir konusudur.
*Sınıfta kalan öğrenciler bir sonraki ders için hazırlık
yapıyordu. Kimisi defterini çıkardı, kimisi kalemini açtı, kimileri de kendi
aralarında ders hakkında konuşuyordu. Hazırlık yapmak pek çok işi düzgün yapmak
için gereklidir. Hayat bilgisinin konusudur.
İkinci ders biyoloji başladı.
*Derse farklı bir öğretmen girdi. Canlılarda farklılığı
sağlayan nedir diye soracak olursak cevap DNA olacaktır. DNA sarmallarının
farklı dizilimi farklı özellikler ortaya çıkarır. İnsan ile en yakın akrabası
şempanze arasında %99 DNA benzerliği vardır. Bu oran canlıların türleri
birbirinden uzaklaştıkça azalır. Kalıtım biyolojinin önemli bir konusudur.
*DNA sarmalları farklı organik bileşenlerden oluşur. Misal
verecek olursak 3 guanin 1 sitozin siyah saça karşılık geliyorsa 4 timin
1 adenin ela göze karşılık gelir. Bu durum matematikteki kodlama sisteminin
canlılarda karşılık bulmuş olmasıdır. Kodlama ileri seviye matematiğin
konusudur. Yazılımcıların mutlaka bilmesi gerekir.
*Dersin konusu canlılarda enerji üretimiydi. İnsanda enerji
üretmek için önce sindirme işlemi gerekir. Sindirme işlemi ise büyük parçaların
küçülmesi işlemidir. Bu durum matematikte toplama çıkarma çarpma bölme olarak
karşımıza çıkar. İlkokul seviyesinde olsa da matematiğin önemli konusudur. Bu 4
işlem hayatın her alanında gereklidir.
*Enerji üretiminin farklı yolları vardır. Solunum,
fotosentez, fermantasyon bunlardan bazılarıdır. Amaç canlılığın devamı
olduğunda canlılar duruma ayak uydurmak için ne gerekirse onu yapmaya
uyumlanır. Bunun için zaman zaman değişimler yaşanır. Bu duruma evrim denir.
Kendiliğinden olursa doğal adaptasyon, dışarıdan müdahale olursa yapay
adaptasyon denir. Evrim biyolojinin en önemli konularındandır.
*Enerji üretimi canlılığın devamı demektir. Enerji
üretiminin sağlanması sırasında bazen sorun çıkabilir. Bu durumla
karşılaşıldığında canlı farklı yollar dener. Hayatımız da pek çok sorunla
karşılaşırız. Sorunları kolayca çözmek için iyi bir matematik becerisine
ihtiyacımız vardır.
Üçüncü ders başlamadan önce Bilge kantine
gitti. Etrafına uzun uzun bakındı ve ardından 1 şişe su aldı. Döndüğünde felsefe
dersi başlamıştı bile. Sınıftaki arkadaşlarından ve öğretmenden geç kaldığı
için özür dileyerek içeri girdi.
*Bilge kantine gittiğinde uzun
uzun bakındı çünkü aklına acaba ne alsam sorusu takıldı. Su alacağına önceden
karar verseydi geç kalacak kadar uzun sürmezdi. Kararlarımız alırken bizi
yönlendiren nedir? Bu soruya farklı cevaplar verilmiştir. Kimisi ihtiyaç durumunda
demiştir, kimisi gösteriş için demiştir, kimisi çoğunluğa uyma çabası demiştir.
Hepsi de olabilir. Bu durum gösteriyor ki her zaman tek bir doğru cevap yoktur.
Mutlak kavramı bilimde felsefede estetikte karşımıza çıkar.
* Bilge geç kalmıştı ama neye göre geç kalmıştı? Ders
ziline göre mi, öğretmene göre mi, kendine göre mi? Ders ziline göre kesin geç
kalmış sayılırdı. Öğretmen girdikten hemen sonra girseydi belki de geç kalmış
sayılmazdı. Eğer Bilge’nin aklında 5 dakika uzun bir zaman aralığıysa ama 2 dk
geç kaldıysa kendini geç kalmamış sayardı.
Görecelilik kavramı da bilimde felsefede estetikte karşımıza çıkar.
*Bilge özür diledi çünkü geç kalmak Bilge’ye göre rahatsız
edici bir davranıştı. Neyin rahatsız edip neyin etmediği tartışmalı
konulardandır. Kişiye duruma zamana mekana göre değişebilir. Örnek verecek
olursak 2+2=4 eder. Ancak onluk tabanda! 2+2 üçlük tabanda 11 eder. Doğru
kavramı da bilimde felsefede estetikte karşımıza çıkar.
*Bilge rahatsız ettiği için özür diledi. Aynı davranış
kendisine yapılsaydı hoşlanmazdı. Hangi davranışın ne kadar geçerli olduğu,
hangi davranışın karşılık bulması gerektiği, hangi davranışın güzel sonuçları
olduğuyla etik ve ahlak ilgilenir. Etik ve Ahlak sosyal bilimlerin
konularındandır.
Felsefe dersi başlamıştı. Dersin konusu felsefi
akımlar ve temsilcileriydi.
*Yıllar ilerledikçe akımlar
çeşitlenmişti. Eskilerin sözüdür: Değişmeyen tek şey değişimdir. Yeni toplumsal
bilimsel düşünsel gelişmeler de şu anki yaşadığımız toplumu şekillendirmiştir.
Geçmiş-Şimdi-Gelecek kavramlarının kronolojik düzenlenmesi ile tarih ilgilenir.
*Yıllar geçtikçe insanları toplumları dünyayı değişime iten
neydi? Bu durumun pek çok sebebi olabilir. Belki günü kurtarma çabası, belki
geçmişin acılarını telafi etme, belki başkalarını yararlı olma… Sebepler
çoğaltılabilir. Sebep sonuç ilişkisi bilimde estetikte felsefede asırlardır
tartışma konusudur.
*Şu bir gerçektir ki yaşadığımız evrende büyük bir
kaos(karmaşa) mevcuttur. Küçük değişimler büyük sonuçlara yol açmıştır. Sigara
dumanı ortamdaki sıcaklığa basınca esintiye ve daha pek çok değişkene göre dağılır.
Bunlardan biri değiştiğinde dumanın dağılımı da değişir. Kaos teorisi fiziğin
konusudur.
*Ancak gözlemlediğimiz evrende karşımıza öyle sonuçlar
çıkarır ki bazen işin içinden çıkılmaz. Örneğin Güneş doğudan doğar. Rüzgar hep
yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur. Kütleçekim denen bir kanun da vardır.
Bu yüzden içinde yaşadığımız bu sisteme düzensizliğin düzeni denmiştir. Yıllar
süren ölçüm gözlem deneylerden sonra kaos ve düzen bir aradadır diyebiliriz.
Ölçüm Gözlem Deney yapmak fizik kimya biyoloji laboratuvarlarında yapılan
başlıca işlemlerdir.
*Bilge’nin dikkatini en çok pragmatizm (faydacılık)
çekmişti. Pragmatizm eğer bireyin edindiği bilgi günlük hayatında
kullanılıyorsa o bilgi değerlidir görüşünü savunur. Bilge bu durumu doğada
gözlemlemişti. Canlılar sürekli etkileşiyordu. Bazısı birbirine zarar
veriyordu, köpeğe tutunan kene gibi… Bazısı birinden fayda sağlıyordu, diğeri
etkilenmiyordu, ağaca yuva yapan kuşlar gibi… Bazısı birbirine faydalı
oluyordu, arılar ve çiçekler gibi… Ekoloji biyolojinin önemli bir konusudur.
Bir sonraki ders matematikti. Genel bir tekrar
yapılacaktı.
*Ders problem çözme üzerine başladı. Bu yollardan bazısı
bilinmeyeni yalnız bırakmaktı, bazısı geometrik şekillerden faydalanmaktı,
bazısı şıklardan gitmekti, bazısı bilinmeyene değer vermekti, bazısı da
sadeleştirmekti. Bu yolların çokluğu gösteriyor ki bir sorunu çözmenin birden
fazla yolu olabilir. Ancak şu gayet iyi bilinmeli: Verilen değerler yapılan
işlemler soruyu çözerken yapılan gidişat uyumlu olmalı yoksa yanlış cevap
vermiş oluruz.
*Ders permütasyon kombinasyon olasılık ile davam etti.
Hayatın bir gerçeği olan permütasyon kombinasyon olasılık her yerde her zaman
her durumda karşımıza çıkar. Öğrencilerin sınıftaki yerleşimi bile pek çok
çeşitle gerçekleşebilirdi. Hava güneşli olduğu için kimse şemsiye getirmemişti.
Çünkü meteorolojiye göre bugün şehirde
yağmur olasılığı yüzde 10’du.
*Dersin ortasına logaritma ile
girilmişti. Üstel sayıların işlemindeki kolaylık için geliştirilen logaritma
günlük hayatta çok kullanılır. Deprem şiddeti ölçümü, ses şiddeti olan desibel
ölçümü, asit baz cetvelinin ölçeği logaritma ile yapılır. Çok büyük ve çok
küçük sayıların işlemlerinde bize kolaylık sağlar.
*Ders türev ve integral ile
son bulacaktı. Bilge biz türev ve integrali nerede kullanacağız diye sordu.
Öğretmen sordu: Çaydanlığın yüzeyini kalınlığını hacmini nasıl ölçebilirsin?
Bilge şaşırdı. Öğretmen aradan çok geçmeden bir grafik çizdi. Bu grafik
yardımıyla hepsi hesaplanabildi. Eğimli cisimler bu şekilde tasarlanabilir ölçülebilir
üretilebilir. Türev ve integral mühendislerin mutlaka bilmesi gereken konulardandır.
Matematik dersi bitti. Bir
sonraki ders tarihti.
*Araba kullananlar bilir,
sürüş durumundayken zaman zaman dikiz aynasına bakılır arkadan gelen araçlara göre
konum almak için. Tarih bilgisi de gereklidir. Geçmişten yararlanıp geleceğe
daha sağlam adımlar atılabilir. Yapılan hatalardan ders çıkarılmalıdır. Güzel
olaylar ise geliştirerek devam edilmelidir.
*Tarihin başlangıcı olarak
yazının icadı kabul edilir. Yazının icadının pek çok sebebi olabilir.
Kayıt altına almak, uzaktakiler ile iletişim, bildirimlerde bulunma,
topluluklara ileti yollama, dini törenlerde kullanma ve daha pek çok sebebi
olabilir. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için icatlar geliştirmiştir.
*Tarih boyunca pek çok
değişimler olmuştur. Ekonomik sistemler değişmiştir. Yerleşim şekilleri
değişmiştir. Yönetim biçimleri değişmiştir. Bu değişimler hayatın bir yasası
olarak kabul edilir. Evrende mikro makro her varlık titreşim hareket değişim
halindedir. Elektronların hareket etmesi ile oluşan dalgalanmaların kütle
kazanması ile cisimler oluşur. Kuantum ve sicim teorisinin derinlemesine
incelediği bu konu fiziğin konusudur.
*Hayatın her alanında
karşımıza ölçüler çıkar. Takvim kullanırken günleri ayları yılları sayarız.
Hesap yaparken toplama çıkarma çarpma bölme yaparız. Zamanı gözlemek
için saat dakika saniye kullanırız. Hepsinin ortak noktası sayılar
üzerine kurulu olmasıdır. Sayılar üzerine kurulu bir evren düşüncesi eski
yunandan günümüze kadar kabul edilmiştir. Sayılar bilincimizin bir ürünüdür.
İcat mı keşif mi olduğu konusu hala tartışmalıdır.
Dersler sona erdi. Okulda
paydos zili çaldı. Bilge ve arkadaşları okul sonrası kahve içmeye gittiler.
Konular çok çeşitliydi.
-Sosyal bir varlık olan insanın
hem çalışmaya hem rahatlamaya ihtiyacı vardır. Dinlenmeden çalışmak çoğu zaman
kötü etkiler, tıpkı kesmekten aşınan bıçağın törpülenmediğinde kesmemesi gibi…
Bu yüzden ara ara molalar verilmelidir.
-Söze ilk olarak Defne
başladı. Sınavın yaklaştığından bahsetti. Heyecan yaparsak sınav kötü geçer,
sakin kalabilmeliyiz ve rahatlamanın yollarını bulmalıyız dedi. Doğru bir
tespitte bulundu. İnsanlar kendini baskı altında hissederse heyecanlanabilir,
kaç yada savaş hormonları devreye girer ve kişinin kendisine yanlış kararlar
aldırabilir. Fizikte kuraldır, parçacığa enerji dalgası eşlik eder ve zihinler
bunu anlamlandırır. Genel olarak yeşil renk huzur verir, mavi renk yaratıcı
düşünceyi artırır, beyaz renk iyileştirir örneklerinde olduğu gibi maddeye
anlam eşlik eder. Hormonların kararlarımızı etkilemesi gibi…
-Söze Aynur devam etti.
Gelecek ay Mars Başak burcuna geçecek, daha yoğun çalışabiliriz ve başarılı
olabiliriz dedi. Astronomik olayların insanların ruh halini etkilemesi
insanların bu durumları nasıl anlamlandırdığı ile ilişkilidir. Psikolojide bu
duruma kendini gerçekleştiren kehanet denir. Olumlu yönde temennilerde
bulunursak o yönde gerçekleşebilir. Aynur’un sınav söz konusu olunca
astrolojiden söz açması ise algıda seçicilik ile ilişkilendirilebilir.
-Söze Melisa kahkaha ile eşlik
etti. İşimiz Mars’a Venüs’e Uranüs’e kaldıysa soruları da Ay ışığında çözelim
dedi. Tüm masadakiler kahkaha attı. İnsanların sosyal bir varlık olduğundan
bahsettim. Mizah ise insan bedeninin ruhunun aklının en büyük düşmanı olan strese
karşı geliştirdiği bir silahtır. Olumlu yönde kullanılması ruh beden akıl
sağlığını iyileştirir. Sosyal bilimlerin de inceleme konusudur.
-Söz söyleme sırası Neşe’ye
gelmişti. En doğru bölüm hangisi sizce? Bir yanım tıp diyor, bir yanım
mühendislik istiyor. Ne seçsem bilmiyorum, sizce ne yapmalıyım? Matematikte
geometride fizikte oldukça iyiyim ama az da olsa kimya ve biyolojide
zorlanıyorum. Mühendisliğe yerleşmem için şu anki puanlarım yeterli, tıp için
daha fazla kimya ve biyoloji sorusu yapmam gerekiyor. Sanırım mühendislik
yazacağım dedi. Buradaki sembolik mantık konusu olan akıl yürütme ile doğru
kararlar verebiliriz.
-Sözleri bitirmenin sırası
Bilge’ye aitti. Çok çalıştık düşündük konuştuk güldük eğlendik. Artık ayrılma
vakti geldi. Evlere gidelim de uyuyalım dinlenelim tazelenelim. Yarın yapılacak
çok iş var yine de sizlerle olmak paha biçilemez, teşekkürler dedi. Bu sözleri
söylerken gözünün içi parlıyor, kaz ayakları beliriyor ve istemsizce
sırıtıyordu. İnsanların tam anlamıyla kontrol edemediği çok değişken vardır.
Buna kendi bedeni de dahil! Değişkenlerin farkına vardığı an durumları kendi
isteğine göre şekillendirebilir. Fizikte gözlemci etkisi denilen bu durum
evrenin başlıca kurallarındandır.
-Bilge eve geldi. Uyumaya
hazırdı. Kendisi için bütün evren için en güzel şekilde gelişmeler olsun diye
dua ederken uyuyakaldı.
* İlim ilim bilmektir, ilim
kendin bilmektir, sen kendin bilmez isen, ya nice okumaktır.(Yunus Emre)
*Bir ulusun asker ordusu ne
kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus
bilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu
olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir bilim ordusuna sahip olma
zorunluluğu vardır. (M. K. ATATÜRK)
*Dünya'da her şey için,
medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit bilimdir,
fendir. Bilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir,
dalâlettir. (M. K. ATATÜRK)
*Milletimizin siyasi ve sosyal
hayatında, fikri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır. Bilim ve fen
nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. Bilim ve
fen için kayıt ve şart yoktur. (M. K. ATATÜRK)
*İlimden gidilmeyen yolun sonu
karanlıktır. (Hacı Bektaşi Veli)
*De ki: "Bilenlerle
bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alırlar."
(Zümer 9)