KUŞ ÜZÜMLERİ GÜLÜNCE
Şehirler yükseldi kuşların üzerinden
Güneşin korkuluklarına çamaşırlar serildi
Rüzgar kırmızı ve altın rengindeyken
Kaküllerini tarayan yeni yetme oğlanlar
Deniz bakışlı uçurtmalara sevdalandı
Sağ omuzdan sol omuza sessizce tırmanan
Piyano taşıyan adamın dirayetine yakın
Şubat soğuğunda akan derelerin
Güzel kokan aklı başında çiçekleri gibi
Yerinde duramayan, neşeli ve canlı
Uygunsuz bir bahse tutuşarak
Aşk denen barbarlığa gönüllü
Kuş üzümlerinin gülücüklerinden
Geleceğin iki yakasından tutan
Henüz kurumamış, yumuşacık kilden eller
İki ırmağın arasında durmadan akan
Toza dönüşen kaynar bir kuraklık
Tek dal umursamazlığın gölgesine muhtaç
Yeniden cama vuran pervane gibi
Canının yongasına kadar yanmayı bekleyerek..
Mavi Yıldırım