Çumra'da Trenler Kalkarken-6
 Kentlerde beldelerde insanların yoğunluklarında veya tek tük oldukları yerlerde,bölgelerde,çarşılarda,sokaklarda,köylerde fiziki görünümlerinizle,giyimlerinizle,kuşamlarınızla,giydiğiniz ayakkabılarınızla,edinimlerinizle,gücünüzle,kuvvetinizle,hareketlerinizle,su içişiniz,yemek yeyişiniz,attığınız adımlarınızla,sarfiyatlarınızla,hiç bir şey alamayıp fukaralıklarınızla,statülere dayalı titrlerinizle yani ünvanlarınızla,alışveriş merkezlerinden çok yüklü alışveriş arabalarını,her türden yiyecektir,şudur budur vs.lerle doldurmalarınızla,muhakkakki muhakkak etrafınızdaki diğer insanların gözleri tarafından farkedilir ve bu farkedilişle,kıskançlık,gıpta ve imrentilerle yada düşmanlıklarla özdeşleştirilecek bir konuma oturtulursunuz.Bu konumunuz o toplumdaki yeriniz ve adınızdır.Bu konumunuza iyi bakanlar olur,düşmanca kin bağlayanlar vardır,ah geçiren yerinize geçme düşünceleri taşıyanlar ve hatta sizin elde ettiklerinizi ellerine geçirme niyetlerinde olanlar bile bulunur.Tüm bunlar,bu seyirler paranın gücünün bazı insanları büyüleyen etkisidir..Para;Ayrıcalık,farkındalık,egemenlik,büyük güç,sahiplenme,hükmetme,korkusuzluk,cüretkarlık aklınıza gelen gelebilecek olan bütün imkanların elde edilmesidir.Aşk,nefret,kin,intikam,cinayet,sulh,mahkumiyet her şey var bu değer haline dönüştürülen ederin kapsam alanının içinde.Kabül edilirki kapitalizmin ağırlıklı olduğu ülkelerde para denilen bu gücü eline geçirenlerin satın alamayacakları hiç bir kimse ve elde edilmesi düşünülen mekan yoktur.Herşeyin,herkesin ve her yerin fiyatı,eder bir bedeli ve tutarı vardır.Para sınıf farkı ve tasniflemeler yapar.Teslim alamayacağı,hükmü altına geçiremeyeceği kimileri bunu kabüllenmese de insan yapısı yok gibidir.Tahsiliniz olsun,olmasın sizi hemen çok önemli bir statüye oturtur.Bu statüyle ilgi ve alakanın gösterildiği tepelere yükselir bundan da hoşnut olursunuz.Paranızla yani bu değere sahip olmuşsanız herkesler tarafından farkedilir,kollanır gizli takibe alınırsınız.Çalışarak kazanç elde edebilmek para,mal,şu bu vs. yükün tutabilmek zordur,zordur ne kelime nerdeyse imkansızların imkansızıdır.Tuz sattım,ekmeğimi tuza banıp katık yapıp yedim,herkesler kazançlarını boğazlarına atıp götürdüler,saltanat sürdüler ben imik imik,imiktirdim(Biriktirdim) ve zenginledim dediğiniz anda yeryüzünün sadece beşeriyet denen insan yapıları değil hayvanları,kuşları,arıları,böcüleri,böcekleri,sabit ağaçları,bitkileri,otları bile alaycı bir tavıra büründürür,kendi anatomik yapıları özellikleriyle güldürürsünüz.Ya bedava kazanç!!Anlatılamaz,tasvirlenemez ama bu her zaman mümkün olmaz.Bunun sürekli olmayacağı kesindir.Bir iki kez bedava kazançlar elde edebilirsiniz,sonrasında önünüze kale duvarları gibi yasalar ve setler örülür,arkası gelmez duraklarsınız.Ya miras kalacak,ya çalacaksınız,ya da hazine bulacaksınız.Çumra'nın bu beldesine çocuklarıyla yekün tutup yüklerini toplayıp Hadim'den gelen saraylı Sıddık ve çocukları buralarda iş güç takip ederek bekleyiş ve iş umularından ziyade varlıklı gelip kısa zamanda aldıkları,sattıkları,yedikleri,içtikleriyle gizliden  takip altına alındılar.Alımlar sadece köy insanından ziyade Çumra ve Konya'da o dönemlerde güç yetmeyecek menkul değerler satınalmalar olunca,kabül edilirki herkeslerin ilgi ve dikkatini üzerlerine çekmelere neden olmuştur.Bu kadar çok mal mülk alımı olursa,insanlar mal mülk alımlarını takip edip,gizliden bu insanları göz hapsine alıyorlar ve merak ediyorlar."Bu kişiler bu kadar varlıkıyeti nerden buluyorlar hazinemi buldular" sorguları ve düşüncelerini şaşırarak ve bu servetinde nereden geldiğini merak ediyorlar.Kende hal ve durumlarıyla kıyas,sorgu insanın doğasında vardır.Yerleştikleri köy,Çumra'ya çok yakın ve Çumra nın içinden salını salını gelinlik bie kız yürümesini yansıtır,sonsuzluğa gidercesine akıp giden Çarşamba çayının yakınındadır.Bölme Burnu,Kabakbaşı Dağı,Dede Deresi,Yangılı Nehir,Kızılca Dere,Ulu Tepe,Avlık Tepe,Deli Çay,Üçharman Deresi gibi beldelere komşulukları vardır.Bu sayılan köylerin Çumra ve birbirlerine mesafeleri,en yakını 20,en uzağı 70 km.uzaklıklardadır.Bu yerleşim yerlerindeki insanları uğraşları tarım ve hayvancılıktır.Konya ovasında  gözün ufuklar erimine eriştiği kadar uçsuz bucaksız uzanıp giden tarlalar vardır ve bu tarlalar tarım için köyün Çarşamba çayına yakın olması sebebiyle sulu tarıma çok elverişlidir.Arazi yapılarının sulak ve tarla nitelikleri taşıması,bu yöre insanlarına,dağlık,taşlık ekime dikime uygun olmayan yöre insanlarından daha üst seviyelerde kazanç sağlayacakları imkanları ve olanakları sağlar.Karmankırı,Çumra'ya ara olarak 4-5 km.kadar yürüyüş mesafesindedir.Hadim'den dağlık bir beldeden gelen saraylı Sıddık ve çocukları düşünülenden çok çok ederler,bedeller ödeyerek bu bölgeden araziler satın almaya başlarlar.Babanın vefatıyla Efkan Hadim ailenin en büyüğü sifatıyla yönetim ve idaresinde yetkili durumdadır.Sıddık hanım.çoğunluk kararları büyük oğlu Efkan'la alıyor diğer kardeşler bu kararlara uyumkar itirazsız davranış sergilemektedirler.O yıllarda köyde ve havalede traktör vs.gibi araç gereç yokken,traktör ve tarım araç ve gereçleri alınması,köylüler ve yakın yöreler insanlarınca Hadim dağlarından gelen Efkan ağa nın bir hazinesi olduğu düşüncesi taşımalarına neden olmuştur.Evlerinde türküler dinlenen radyo bunlarda vardır.Tüm bu varlıkıyet,varsıllık yöre insanının çok ciddi bir şekilde dikkatlerini çekmiş ve her yerde olur olmaz bu Hadim dağlarından gelenler,köy insanlarının konularının,mevzularının içine girer olmuşlardır.Çift çubukla uğraşanların, teke tek yalnız veya çalıştırdığı  ırgat,yanaşma,uşak,hayvanlarını güden,yayan çobanları vs.gibi adlandırılan ücretli,ücrestsiz boğaz tokluğuna çalışan hizmetkarlarıyla güne başlayış tarzları vardır.Mevsimine göre bu iş bölümü şekil alır.Köpekler,tavuklar,ahıllardaki hayvanlar hatta ve hatta kuşluk vakti uyanan kuşlar bile günün ilk vakitlerinde insanların uyanmalarından yapacakları eylemlerden haberdardırlar.Bu hayvanlar beklentiler çerisinde olurlar.Evcil hayvanlar sahiplerinin kendilerini yemleme,sulama,güdüme götürme zamanlarını bilir ev dış kapılarının açılmalarını içerdeki yaşadıkları ahıllarından duyarlar.Kapalı göremeyecekleri yerlerdeyseler bu kapı açılışlarının seslerine ve onların saatlerine alışıktırlar.Güdüsel olarak karınlarının doyma anlarına duyarlıdırlar.Yani farkedilme,hissetme,bir kıpırtıyı dinleme,bir harekatı izleme yaşayan canlıların hemen hemen hepsinde doğaları gereği,oluşumlardır..04/Ekim-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
( Çumra'da Trenler Kalkarken-6 başlıklı yazı serafettin-sorkun tarafından 27.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu