ÖTELERDEN HABER ( MEAL-İ
NEBE )
Sorup duruyorlar birbirlerine var mı ötelerden bi
haber
Anlaşamadılar
onların hiç biri ; hepsi ötelerden
bi haber
Hayır hayır
bugün bulamadıklarını ileride bilecekler
Hayır hayır
bugün bilemediklerini ileride bulacaklar
Yeryüzü bir
döşek, dağları birer kazık yaptın ya Rab
Bizleri erkekli dişili eşler halinde yarattın ey Hak
Örttün üstümüze geceyi ısıttın üşütmedin el Hak
Uyuttun dinlendirdin ama öldürmedin ya Hayy
Rızık göndermeye bahane
Gün ve
güneş verdin şahane
Yedi sağlam gökle pekiştirdin yeri
Serpiştirdin
kandillerle süsledin gökleri
O kandil ki
alev alev yandı
Hem ısıttı hem
aydınlattı
Daneler
oldu tomurcuk, filizler hep sarmaş dolaşık
Üzeri yüklü bulutlar adeta
birbirlerine aşık
Evet şüphesiz
vakit saat sende
saklı
Ama belli
ki nimetlerin hesabı yaklaştı
İnanana vakti meçhul olsa da, inanmayana bir sırdı sur
Bölük bölük toplanacak insanlık çıkacak ortaya
surdaki sır
Açıldı
gökler bir nefeste, kapı kapı oldu kandiller
Yürüyünce dağlar aheste, serap sandı
kemdiller
Ne çıkışı
var bu girişin
Ne
serinliği var ateşin
Ne içecek
şey
Ne tadacak
güzel bir şey
Bir gün değil,
bin yıl değil çağlar
boyu kalacak
Cehennem! ne şiddetli
azap şakır şakır yanarak
Yaa hesaba
çekilmeyi ummayan; umduğunu bulamıyor böyle
Ceza niyetine kaynar suyla
irin içiyorlar
öyle
Olabildiğince
yalanladıklarınızı gördünüz mü söyle
Bundan
sonra diyeceğiniz yalnız: nasıl bereket böyle
Üflenir sur, kalkar
sır, açılır gök perde
yırtılır
Seni
bilen seni bulur; seni bulan su-i
akıbetten kurtulur
Dökülür saçılır
nimetler; huri gılman ellerinde
kadehler
Bahçelerde üzüm, gözün görmediği
aynı yaşta güzeller
Cennet zahir
ne boş söz
işitirsin ne yalan
Gel gir yalan değil
sonsuza kadar oyalan
Yer gök ve arasındakiler Rabbinden sana ihsan
İnanmayan
olacak hak ile yeksan; inanansa olur
insan
El hak yol iki
oyalanma kalma doğru yoldan ırak
Olma pişman
deme eyvah deme ah vah, keşke olsaydım toprak
DrBT
‘’ NEBE
suresi esas alınarak kaleme alınmıştır. Rabbim azımızı çoğa, eksiğimizi tama
saya…’’