Kelebek Mektupları - 4

 

" sen yüreğimin maviliklerinde kanat çırpan bir kelebektin... "

 

en çok korktuğum şey yalnızlıktır
ve yalnızlığımın ilk adresi annesizliğimdir

Ayrılığın ilk acısını annemde tattım. Babam gittiğinde henüz bilincinde değildim, belki de olanlar, başta annem bana o acıyı hissettirmedi. Birinin, seni koruyan, seni seven birinin seni bırakıp gitmesi, üstelik bir daha dönmemesine gitmesi nasıl bir acıdır bilmiyordum. İlerde anlayacaktım ve henüz zamanım vardı. Daha ayrılacak çok kimsem olacaktı. O zamanlar çocuksu bir üzgünlükten başka bir şey değildi.

Sonra annem de gitti. Hiçbir acıyı, hiçbir yokluğu bize tattırmamak için bedenini günden güne tüketen, eriten, varlığını bizim varlığımız için yokluğa çeviren annem gitti. O zaman da bilemedim ayrılık ne kadar acı. Sonra anlayacaktım. Altı kişilik bir aileden hiç birinin çantasının sırtından inmediğini görünce anlayacaktım. Göçebe insanlar gibi her an çadırımızı başka bir yere taşıyınca anlayacaktım. Altı kişinin bir defada bir araya gelmesinin imkansızlığını görünce anlayacaktım.

hiçbir toprak hasret kalmamıştır yağmura
sana olan kuraklığım kadar
hiçbir gece aramaz
sende aradığım güneşin aydınlatışını
hiçbir ağaç yoktur
hasretine kök saldığım kadar
hiçbir su bulmaz gözlerimde üç damlayla
sende aradığım vuslat nehrini

Artık özlem diye bir şey kalmıyor, kim gelmiş kim gitmiş önemi olmuyor artık. Her şey öyle tersine dönmüş ki, yokluğa alışıp kavuşmalarda daha çok acı duyar hale geliyorsun. Ve içinden keşke gelmeselerdi ya da keşke gitmeseydim diyorsun. Nasıl olsa geçici bir birleşme ertesinde, sonunda daha büyük ayrılıklar, daha büyük acılar var.

Evet alışmıştım ayrılığa, ama unutmamıştım. Çünkü sen girince hayatıma ve senden her ayrılışımda, her ayrıldığımda, duyduğum acıyı tazeledim içimde ve sende yaşadım hepsini. Her birinin acısı sende buldu rengini. Bu, diğerlerinden farklı olsun demiştim. Bunun için çok yanlış yaptım ama ne yaptımsa seni kaybetmemek için yaptım. Varlığın bana tüm aciz yokluklarımı unutturuyordu, yokluğun beni yokluklarımın içinde daha bir boğuyordu.
Varlığında korkmuyordum yalnızlıktan.

(çünkü en çok korktuğum şeydi yalnızlık)
Yokluğunda ise annesizliğimi yaşıyordum.

(benim yalnızlığımın ilk adresi annesizliğimdi)

Bugün sana daha önceden yazmış olduğum birkaç dörtlüğü buraya not etmeye gelmiştim. Ama öğrendim ki ben hep kendi kendime gelin güvey oluyormuşum. Benim sana yazdıklarım ve konuştuklarımdan başka kim ne yaptı bilmiyorum, ama ben bir tek şeye inanmıştım; o da senin de benim için bir şeyler hissettiğine olan inancımdı. Eğer buna karşı en ufak bir kuşku duysaydım içimde, hiçbiri olmazdı bunların. Hatırlarsan, bunların aynısını defalarca dile getirmiştim sana karşı. Tek çözümünü bulamadığım soru da bu zaten. Senin her türlü davranışınla, bana karşı ilgin olduğunu gösterip, söze gelince hep bundan kaçman en büyük çelişki oldu. Bazen öyle bir tıkanıyorum ki, hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden. Hatta senden uzaklaştığımı, dahası sana bunca duygu yüklemekle hata ettiğimin yoğun çelişkisine düşüyorum.
Bu arada aklımda yer etmişken, verdiğim ilk gülü son yaprağı kuruyana dek beklemen ve bir kitap arasında saklaman, sırf güllere olan sevginden kaynaklanmasa gerek...!

sensizliğin şiirlerini okudum yine bu gece
doyamadım sensizliğe
çünkü
yok hiçbir sensizliğin yerini tutacak
bu yara bende hep saklı kalacak

Daha önce de dediğim gibi bu sayfaya seninle ilgili, daha çok senden kaynaklı, benim kısa süreli, hızlı başlayıp hızlı biten serüvenimden arta kalan hatıraları aktarmaya karar vermiştim. Zaman zaman bu kararımda dalgalanmalar, yazma yönünde isteksizlikler olsa da artık karar verilmişti bir sefer. Kaldığım yerden devam edebilirim, belki sonra...

 

gecenin bir yarısı olmuş
seni düşünmekten mutlu, ama iyice bitkin düşmüş beynim
bir de gecenin aşkı en güzel hatırlatan çakırkeyif etkisiyle
aşkla ilgili birkaç dize karalamaya başladı kalemim
sarhoştum
ayıldım
haykırdım
...


demir-ci


( Kelebek Mektupları - 4 başlıklı yazı DEMİRCİ tarafından 22.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu