Ne imiş sendeki bilinmeyen sır,
Peşinden gidenler dönmedi geri.
Çözülmedi düğüm yüzlerce asır,
Çürüttün bedeni, söndürdün feri.
Gönül pazarında paha biçilmez,
Sarayın sultanı taht kurar tende.
Kuyular, zindanlar, köşkler seçilmez,
Senin doğacağın esrarlı günde.
Gözlerden kalplere kul istilası,
Yıkıp da düzeni yakar mekânı.
Ateş; bedenlerde derdin cilası,
Akan gözyaşı da ıslak dumanı.
Kâbusları sundu dervişe, şaha...
Cehennemden alev bir içli bakış.
Sağır olur feza feryada, âha,
Ruhları savurur derbeder akış.
Kalp penceresinde perde açılır,
İşte kulum bahtın dediği anda.
Sırrın saatinde süre biçilir,
Kurulur zamanın zili insanda.
Bükük boyunlarda silahlı nefer,
Azgın gecelerde sunarken şer'i,
Ne imiş sendeki esrarlı cevher?
Gönüllü madenci ettin beşeri.
(Gönül Sürgünde/ sayfa 13)
(
Aşk başlıklı yazı
resul-karahan tarafından
22.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.