Zülüflerinde Ay Tozu Taşıyan Ruh-u Revanım




                                                 


Zülüflerinde ay tozu taşıyan ruh-u revanım;

Mavi ve beyaz kuşların tüylerinden dokuduğunuz kelamlarınız ayak basılmamış bir adaya davet etti beni. Davetinize icabetim, kumsalda saçlarıma papatyaların örülmesiyle başladı, akasyalar küpelerim olmuştu, nilüfer çiçeklerinden bir elbisem ve bileğimde parıl parıl parlayan güvercinli bileziğim..

Ben bunları düşünürken avluda kuyruğu kopmuş bir kertenkele ile sohbet ediyorduk ki bir seda geldi sizden, “Bak görüyor musun geldi!” dedim. “Boşuna kendini üzdüğünü söylemiştim sana çünkü anlattığına göre bȃb-ı saba huylu bu adam ile en kısa zamanda bu mihrimahınız kaçınılmazdı.” dedi biliyor musunuz! Mektubunuz posta kutumda heyecanla bekliyordu hele bendeki heyecan..

Zarfı aceleyle açtım, dildȃr satırlarınız güneş ışığı gibi biraz bulut tutmuş evrenime akmaya başladı. Hasrete emanet ettiğim bakışlarınızın nakşettiği bu beyaz sayfa, deniz kabukları ve renkli taşlarla kumsalımızda efsunkȃr dakikalar yaşatıyordu..O an ağaçlardaki kuş sesleri ve arada saçlarımı yanaklarımı okşayan rüzgȃr bile sizin suretinize bürünmüştü..

Ben gereksiz bir çabaya girip, nasıl yapabildiysem sizin huzurlu kollarınızda bu denli güven ve azametin içinde yüzümü karanlığa dönmeyi başarmıştım, nasıl böyle bir merhaleye geldim kendime şuan inanmakta güçlük çekiyorum..
Elemkȃrȃne bıraktığım bu adam; heybetiyle ve gözü pekliğiyle o karanlığa dalıp kraliçesini merhametsiz canavarın elinden kurtardı. Artık size bir yürek borcum var..

Muhabbetinizin yörüngesinde huşu içinde sama etmek dünyada hiçbir şeyle değişemeyeceğim kadar çok kıymetli…

Kuzum, bütün kalbimle özür dilerim; sinenizde gerçekleşen her burkulma ve boğulma için gülme çizginize kaç tane tavus kuşu bulup getirmem gerekiyorsa ben razıyım.. O kadar çok seviliyorsunuz ki bazen ayarını tutturamıyorum tuzu acısı fazla kaçabiliyor. Tabii ki bunlar kesinlikle bahanem olamaz biliyorum.

Nazar boncuklarınıza bakarken; ellerim, kirpik uçlarım, soluk borum, göğüs kafesimin sol yanı, her gece ördüğünüz saçlarım, kabul etmediğim o günden beri kaç kere hayalini kurduğum dansımızda ellerinizin sardığı belim ve ayak bileklerim bile şûride…





                   TOZ HAYALLER

Şadırvanına hasret leylak göğüslü gökkuzgunum,
Sana susuzluk yaşatmam ben
Gerekirse su damlalarına dönüşürüm..
Parmaklarına rakip olmasınlar diye
Okyanuslardaki incilere savaş açarım.
Birbirine maşuk iki limon sarısı kelebeğin biri ben olur,
Kocaman bir ormanı fethederdim seninle..
Bir fani dünyadaki başka bir faninin gökyüzü olsun
Tarih böyle bir şey yazmış mı?
Ama artık yazacak gökyüzüm..



Hoş gönül ve tevazuyla..

Işığına kanatlarımı seve seve islendirdiğim kandilim..

Göğün bütün pencerelerinden sepetler dolusu huzur sarkıtan Şimal Yıldızı’m..




Oyun parkından kaçan sonra da evi bulamayan Gratel’iniz..







 





( Zülüflerinde Ay Tozu Taşıyan Ruh-u Revanım başlıklı yazı mavi-yildirim tarafından 15.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu