Milli Mücadeleye Uzanan Dönemin Kahraman Ve Hainleri 1.bölüm

Töre konuşunca han susar denilmiş, bu düstur üzerine Türk Tarihi oturmuştur.


Bu düstur Osmanlı’nın son dönemlerinde iyice delinmiştir. Han’lar kendileri de susmadığı gibi kamu alemi susturmayı tercih etmiştir zaman zaman.


19.Yüzyıl bu şekilde geçmiş, Osmanlı balı soyulmuş kovan misali her taraftan çatırdamaktadır. Dıştan bakınca ise heybetini  korumaktadır.


Büyük Devletler asırlarca birikmiş balları içerden azar azar boşaltmış, yeni yapılan ballara da çeşitli şekillerde peşinen el koymanın yöntemini de bulmuşlardır.


Bir dip dalgası gelmektedir, bir fırtına kopacaktır.

Bu şekilde 93 harbine girilmiştir.

Bu savaş Osmanlı’nın Ruslarla 10. Savaşıdır. Ana hatlarla Slavlar, Osmanlı'ya karşı savaşmışlardır. (Evet Britanya'da savas sonu Osmanlı’yı desteklemiştir.)

Tabi ki kimse II.Abdülhamid İngilizcimi, ajan mi dememiştir, denilmez. 

Biz bu sözleri herhangi bir destek gördüğünde görmediginde sadece başkaları için kullanırız milletçe diyerek ilk lafımı vurmuş olayım.


93 Harbi Romanya’nın bağımsızlığı ile sonuçlanmış, bugün Romanya milli mücadelesinde bu savaş anlatılmaktadır.

Eflak ve kısmen Boğdan dediğimiz tarihi topraklarımız.


Biz müslümanların da az veya çok içinde bulunduğu ilk ihaneti bu savaşta yaşadık.

Öyle ya anlatılmasa da bizim tarih kitaplarında, Bosna’lı isyancıların sayısı Karadağ askerlerinden daha az değildir.


Batı cephesinde bunlar olurken, doğu cephesinde Osmanlı daha başarılı oldu denilebilir.


Tabi ki savaş bitmemişti, Ruslar nihayet İstanbul’a da girdiler. Ha bizi o Britanya niye kurtardı nasıl kurtardı diye sorulmadı, doğru çünkü biz o tip soruları genelde sadece Mustafa Kemal’e sorardık. Herkes sadık bir o haindi ya güya çünkü diye ikinci lafımı vurmuş olayım..


II.Abdülhamid İstibdâd’ı devletin yıkılması ile sonuçlanmaktan, Britanya sayesinde kurtuldu. Bu arada Kıbrıs’ı İngilizlere hediye etti El Muzaffer Daima. Yıl 1878.


İlerleyen yıllarda işler hiç düzelmedi.

Anayasa’yı yürürlükten kaldırmış, meclisi kapatmış bir sultan vardı.


İttihat ve Terakki böyle bir dönemde kuruldu.


Amaçları anayasanın tekrar yürürlüğe konması ve meclisin tekrar açılması ekseninde denilebilir ilk etapta.


Mustafa Kemal ne yapıyor, yok yok onun daha çocukluk yılları İttihat ve Terakki’nin kuruluşu.


Ya hani Mustafa Kemal ittihatçıydı!


Yok Mustafa Kemal bir kaç arkadaşıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu ve fakat İttihat ve Terakki ile aynı hedefler arzulanıyordu, anayasanın tekrar yürürlüğe girmesi, meclisin tekrar açılması yani II.Abdülhamid diktası ay pardon İstibdâd’ını durdurmak. Suriye ve havarisinden sonra Mustafa Kemal 1906 yılında Selanik Şubesi’nin de açılmasına vesile oldu. Aynı dönemde bazı kişiler Osmanlı Hürriyet Cemiyet’ini kurdular. 

Bu cemiyet sonra ittihatçılarla birleşti. İsmi de ondan sonra İttihat ve Terakki oldu.

Mustafa Kemal’in haberi bile olmadan, onun üyesi olduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nde üye olan bazı üyeler yine Selanik’te kurulmuş olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ninde üyeleriydi ve onların girişimleriyle Vatan ve Hürriyet Cemiyeti de İttihatçılarla birleşmişti.

II.Abdülhamid’in İstibdâd’ına karşı bütün muhalefet tek çatı altında toplanmıştı.

Rus Çar’ı II.Nikola ile İngiliz kral VII.Edward 9 Haziran 1908’de bugünkü Estonya başkenti Tallinn’de görüşmüşler ve Osmanlı’nın Rumeli topraklarının nasıl paylaşılacağının konuşulduğuna dair bilgi sızmıştır. Bunu duyan az önce anlattığımız tek çatıda bulunan muhalifler, ve onların sözünün geçtiği 3. orduya bağlı ihtilalci subaylar kalkışma yapmışlar, II.Abdülhamid ilk etapta kalkışmayı bastırmak için kimi görevlendirse, bırakın kalkışmayı bastırmayı, onlarda ayaklanmaya katılmışlardır.

Bunun üzerine kendi yakınından bir gücü Şemsi Paşa ile göndermiş, Şemsi Paşa hain/kahraman İttihatçı fedailerince öldürülmüştür. 23 Temmuz 1908 yılında II.Meşrutiyet ilan edilmiş ve II.Abdülhamit mecburen anayasayı yürürlüğe koymuş ve İstibdâd son bulmuştur, meşrûtiyet yani hürriyet gelmiştir. Ahali artık İttihatçıları kutsal bir dernek görüyor, dertlerini onlara bildiriyordu. İlk önce tek bakanla temsil edilen İttihat, yapılan ilk seçimde Prens Sabahattin’i büyük bir yenilgiye uğratmıştır (Prens Sabahattin ittihadın hain enternasyonal kanadı idi bir ara) 


17 Aralık 1908, meclis 31 yıl kapalı kaldıktan sonra tekrar açılmıştı.


Fakat Osmanlı ittihatçılar olsa da olmasa da, zaten siyasi sıkıntılar yaşıyor, bu durumda belki de ittihatçılar olmasa, II. Abdülhamid 93 Harbinde Kıbrıs’ı İngilizlere vermişti Britanya desteğini almak için, bu sefer kime neyi verirdi diye sormak ihtiyacı hasıl oluyor.


Meşrûtiyet daha 2 aylık iken, Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, (5 Ekim 1908) ve sonra cihan harbinde ortağımız olacak olan Avusturya-Macaristan imparatorluğu da Bosna-Hersek’i ilhak ettiğini ilan etmiştir.


Burada ilk ilerde Milli Mücadele'de bahsedilecek olan (din'i kimlikli) hainlerin adını vermek gerekir ki, ilerleyen bölümlerde değineceğim.

Derviş Vahdeti ve Said’i Kürdi Volkan Gazetesinde yazdıkları kışkırtıcı yazılarla 31 Mart Vakası’nın gerçekleşmesine sebebiyet vermişlerdir.


Yeni bölümde 31 Mart vakasıyla devam edip ilerleyeceğim.




7 Eylül 2024,

Akşamüstü,

( Milli Mücadeleye Uzanan Dönemin Kahraman Ve Hainleri 1.bölüm başlıklı yazı Alp.Aldatmaz tarafından 8.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu