Dipnot: afedersiniz Başnot: siyasi içerikli olmadan sadece mizah içerir.





Kitabın kabı güzel olmalıdır eğer yazarı tanıdık değilse.

Öyle ya yoksa o kitap satmaz.

Şiirin adı güzel olmalıdır şairi tanınmış değilse, efendim yoksa okuyan çıkmaz.

Bodur çiçeği de saksı güzel gösterirmiş, işte ben de bu yüzden böyle başlık seçtim.

Yoksa bilim kurgu bir ad koysam merak uyandırmazdı. 

İnsanoğlu merakla demişler, yasak elma bile öyle yenmedi mi!   Ah merak ah nelere kadirsin şu insanın fıtratında.


Yok Türkiye'ye taşınmıyorum, aksine Hollanda’dan daha bir süre adli yurt dışı yasağım devam edecek. Yani Ak Parti saflarına katılma imkanım yok, iş de bulmadım Ak Parti belediyelerinin birinde. Vekil de olmayacağım, sefir de.

Tayyip bey de rica etmedi Alp böyle böyle yaz diye, beni mi! 

Yok tanımıyor tabi ki. Adımı duysa, yok nereden hatırlasın, milyonlar içinden beni mi tanıyacak.


İyi de Alp peki sen ne demeye böyle yapıyorsun ki şimdi! 

Hiç yakıştı mı, iktidara yaranıyorsun belli ki, vardır bir menfaatin.


Tamam itiraf ediyorum var bir menfaatim, geçen gün Dış İşleri bakanımız aradı, Alp bak bu gidişat iyi değil, Edebiyat Evi’nden yeterli randımanı alamıyoruz, ilk onbir dökülüyor, Uefa Fifa böyle kupa alınmaz bak çok goller kaçıyor dedi. Böyle biraz Fatih Terim ile Mustafa Denizli arası bir tonda konuşuyordu, Ali Şen başkan Fener şampiyon yılları geçmişte kaldı, bu Ak Parti iktidarından beri Fener şampiyonluk yüzü görmedi dedi, Beşiktaş’ın da durumu pek iç açıcı değil diyordu ki, sayın bakanım benim Alp Emin misiniz bunları bana anlattığınıza dedim. Tamam tamam o geçen gün ki şiirin neydi öyle, çok ayıp dedi, devrik devrik dizeler, bu kadar mı Türkçen dedi. Ha anladım ki evet benden bahsediyormuş doğruymuş.


Adem bey zaten uzatmalı yaz tatili derken, Fikret bey müzmin muhalif, Demir bey aşırı romantik, Sami bey var bir de, o ne adam öyle, on parmağında on marifet, her tarafa da yetişiyor. 10 yaş genç olsa danışmanlarım arasına alırdım, tarihten sorumlu danışmanım olarak yurt dışı gezilerimde faydalı olurdu.


Peki yeni yüzler, Rüya’lar, Büşra’lar Selva’lar dedim. 

Evet ama dedi bakan bey, bu Mehmet Aluç yok mu Kul Mehmet. Evet bakanım dedim.

O deli mi numaradan mı öyle yapıyor, nasıl yani bakanım?

Adam filozofları alt etti, dünya böyle bir şeye hazır değil. Bakanım sohbetinize doyum olmuyor ama annemin ilaç saati geldi hem daha paylaşım yapacağım bak saat geliyor, aradınız mı kapatmayı bilmiyorsunuz.


Nuri Baş diyecektim, sanat musikisi makamında söylenen hüzzam bir ilahi gibi, adam Niyazi Mısri’nin 21. Yüzyıl versiyonu.

Bakan bey zamanım doluyor.


Daha bitmedi sözüm ama bu seferlik kısa kesiyorum, gözüm üstünde.

Emredersiniz sayın bakanım, lütfen Cumhurreis’e selamlarımı iletin, lütfen dedim lütfen, İbrahim beyi de çok seviyorum hani bir ara belirtirseniz, olur ya ilerde bir masabaşı hafiyecilik işi filan emekli olmaya ramak var. 

Ben bunları söyleyince bu seferde bakan beyin, Sayın Fidan’ın yeri daraldı ki hat mı koptu yüzüme mi kapattı bilinmez. 


Ha ben başka konuya değinecektim İmam’ı Şafii diyor ki, Ordu’nun dereleru aksa yukari aksa, Mustafaoğlu İlyas ha pu yana da baksa, derule dem derule, yok afedersiniz bu da şakaydı.


Günümüzde teknoloji bize anlatıldığından bildirildiğinden daha ileri, bu hep böyle olmuştur, hep alıştıra alıştıra bildirilir insanları ürkütmemek için.

Tam olarak ne zaman bu uygulanır bilmiyorum, bakan bey de bildirmedi. 

Ben bir tahminle 20 yılı geçmez bugünden itibaren ki şöyle bir uygulamaya geçilecek bir çok ülke tarafından diye iddia ediyorum.


Artık fiili bir insan başkanımız olmayacak. Yapay zeka ve hologram ve belki de adını bilmediğimiz yeni tekniklerle düşsel bir başkanımız olacak. 

Alp düşsel ne ya, sel sal eklerini de sevmem, ermeni işi :)


Olay bu, olay ne ya, hadise.

Sorun ne şimdi, sorun sorun demende Alp, mesele bu mesele.

Ölü ölünce ne oluyor, bir şey olmuyor o zaten ölü, daha ne kadar ölecek.


Demem o ki, aslında bu yazının başlığını yeni peygamber geliyor yazsaydım, muhafazakar Edebiyat Evi ahalisi en iri taşları toplar öyle gelirlerdi, dedim nasıl izah ederim, dünya yeni bir düzene girecek, efektlerle buna inandırılmaya çalışılacağız. Çekoslovaklaştıramadıkları bir sen bir de ben kaldık.

Memati zaten hep iki kişiydik, sen ve ben Polat. İki kişinin bildiği sır değildir.



İyi pazarlar,

Tekrar iyi kandiller,

Saygılarımla,



14 Eylül 2024,

Akşamüstü,

Alp Aldatmaz,

( Türkiyenin Son Başkanı Tayyip Erdoğan başlıklı yazı Alp.Aldatmaz tarafından 15.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu