Engin bir denizin derinliğinde
yüzdürüyorum gönlümün özlemlerini
Ruhumun emellerini uçuruyorum masmavi gökyüzünde
Ağaçların yeşilinde ziyadeleştiriyorum gözlerimin karasını
Nefes alıyorum yüce bir dağın eteğinde
Huzuru solukluyorum meltem serinliğinde..
Kuşların kanatlarına hayallerimi takıyorum
Umutlarımı yolluyorum onlarla birlikte
Korku ümit arasında takılıp kalsam da
Hayatı hamd otağında yaşıyorum
Şükrediyorum dünüme bugünüme yarınlarıma..
Hissediyorum hayatın hiç de öyle ucuz olmadığını
her zerremde
Yaşasam da hayatı acı sevinç keder mutluluk döngüsünde
Ayağa kalktıktan sonra tekrar tekrar düşsem de
Kesinlikle bir nimettir şu hayat fırsatlar cenderesinde
Adım gibi bilirim dönülmez akşamlar vardır göklerin ötesinde..
Muammalık bir sır yaşamın aynasında
Şu dünya manzarasında
rahmetle zahmet içiçe
Türlü türlü lütuflar barındırır hayat geleceğin anaforunda
Bilinmezliğin gizemi var insanoğlunun mayasında
Hayat her haliyle ebediyet sunmakta aslında
Emânet ediyorum cennet bahçelerine sevdalarımı
Dünyayı ukbanın gölgesinde yaşıyorum
Acılar kederler kalbimi tam ortasından ikiye bölse de
Hançer yese de yüreğim
Çok şükür elimde olan bütün nimetlere
Bilirim bütün çileler elenmeyi bekler imtihan süzgecinde..
Sarıp sarmala beni ey hayat bir eylül akşamında
Her zaman dost ol benim gönül dünyama
Değerli olduğunu unutmamam için yardım et bana
Bırakma sakın bırakma beni muammalığın ortasında
En nihayetinde değil mi ki emanetiz birbirimize
Sonsuzluğun başladığı şu dünya hanında..