ŞEHR-İ EYLÜL
belanın kol gezdiği
bir şehirdir içimde Eylül
tarihi yanıyor gözlerinin önünde
sahte İstanbul’usun yorgun ikindilerimin
eskimiş
ekşimiş bir şarkısın
kim demiş
yokuşlu geceler sabaha çıkmaz
kim ispat eder
hayatın işporta olmadığını
habersiz gelir geçer bulutlar üstümden
kim fark eder
ne fark eder
her üç nokta
üç damla gözyaşı
kırık aynalara düşer gölgem
yine de isyan etmem
terk-i diyar edemem
bu şehir
yani üç nokta
yani Eylül
git demeden gidemem
ateşten yol düşmüş ahuma
ki ucu karanlıktır
diyorsun sevmekten korkma
sevmek en büyük korkaklıktır
şimdi bir yakaza Eylül
gelip geçen yağmur
yine de yollar tutsağı bir canavarın
ey sahte İstanbul yolcuları
hala aşk aşk diye yalvarın
oysa belanın kol gezdiği
korkak bir şehirdir Eylül
hala mı boynunu eğsin sümbül
daha ne kadar ağlasın bülbül
yoklaşınca anlarsın
ama, yağmurun durana dek bekle
bekle camii avlusunda bıraktığın bebekle
duy feryadını
yetim ve kundaktaki şiirlerin
Eylül
ki büyükelçisidir
kaypak ve mürteci mısralar ülkesinin
yardım et bana
güneşten önce dayan kapıma
sen kimsenin dinlemediği bülbülsün
korkak bir şehirsin biliyorum
ama artık saklanma
sen Eylül’sün
demir-ci
9.9.99
(
Şehr-i Eylül başlıklı yazı
DEMİRCİ tarafından
9.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.