rüzgarın kalp atışını duyuyor musun
saçını tarama kaşlarını kirpiklerini
ve buza çalan o dudaklarını sergileme
içinde huzursuz bir koşuşturma varken
sen bir hırsızsın dolaşıyorsun kanımda
bazen oldukça tuhaf görünüyorsun
aniden pencereyi açıyorsun
ve çıplak bedenini geceye sunuyorsun
tereddüt ediyorum rüyadan uyanmaya
sıkışıp kaldım hayallerde- anılarımı çaldın
yüreğimi özlem kemiriyor içten içe
mazi kadehe doluyor - seni gördüğümde
pencerenin arkasında hiçbir
şey durmuyor sen artık yoksun ki….
özlemin karanlık şehirleri süsleyen ışık
sensizlik susuz körelmiş bir çöl kuyusu
sınırları aşan çığlıklar gözlerimi yaşartır
hala neden seni düşünüyorum bilmiyorum
sonsuza kadar yanacağım cehennem ateşinde
dirensem de günahlara tanrı affetsin hepimizi
yok ettiler özgürlüğün bağrındaki gençliğimi
hatıralarımı tümden sildiler
bir tek seni hatırlıyorum nedense
melodiler acı çekerken keman telinde
sen damarlarımda dolaşan zehirsin
beni kandıran şeytan mı
ademin kız mı yoksa sen mi
söylesene sevgili rosamaria
neredesin
söyle bana
ses ver ki ölümün adını lekeleme
cehennem azabı gecelerime son ver
yıldızlardan düşen
yağmurlar söndürsün içimdeki isyanları
söyle neden bana cevap vermiyorsun.
sessizce yanıyorum kor tutuşmuş kalbim
sessizlikte duvarlar çatlıyor yıkılıyor üzerime
odam darağacının kurulduğu yurdumdur
yargılayıp hem de astılar beni çarmıha
karanlık kral oldu gölgelerin alkışlar eşliğinde
sesim kısık boğulsam da
nedense aklımdan geçen tek fikir sensin
sarı saçların
kömür gibi siyahlara bürünse de
ellerin ve tenin buz kesilse de
cennet üzerine yağıyor
nilüfer çiçekleriyle
şimdi söyle bana yıllardır
neden hiçbir şey söylemiyorsun….