Nerede kalmış adalet, nerede hani hak,
Karanlık dünyada kaldı mı sanki ahlak?
Yüreği yaralı bir kuş gibi kaldım kanatsız,
Acı ve gözyaşları içinde mazlumlar yalnız.
Bir zamanlar adalet, merhamet vardı,
Merhametsiz bir nefret her yeri sardı.
Dost bildiklerimiz yok, el çekmiş hepsi,
Vicdanlar mı kurudu, yürek mi taş kesti?
Zalimlerin tahtında adalet bir masal,
Mazlum feryadına herkes sağır ve lal.
Mazlumların yüreği kor olmuş yanıyor,
Umursamıyor insanlık yaraları kanıyor.
Bir garip yetimim ben sahipsiz ve yalnız,
Sokaklar bana dar, kapalı kapılar anlamsız.
Yeryüzü çoraklaşmış umutlar kurumuş,
Yüreğim yaralanmış tüm güller solmuş.
Ne kaldı elimde hayaller hep mi kırık?
Zifiri karanlık ömrüme yok mu hiç ışık?
Bir zulmün gölgesinde büküldü boyunlar,
Merhamet! Neredesin? Neden suskunluklar!
Bir dua var içimde göklere yükselen,
Merhamet dilerim yüreğimden dökülen.
Mazlumun feryadı hiçlikte mi yankılanır,
Bir gün gelir elbet ölü vicdanlar canlanır.
Gecenin zifirinde yankılanan hüznüm,
Asırlık bir sağır ne olur duy artık sözüm.
Kor gibi alev alev yanar mazlumun kalbi,
Sesler ve çığlıklar yakıyor bu zalim devri.
Harap Mesut mazlumun perdesi yoktur,
Yaratan Rabbin mazluma nimeti çoktur.
Mazlumların ahları hiç, yerde kalır mı?
Elbet görülür hesap, mizan aldanır mı?