sıradan gecelerden
bir geceydi
gökten kalbe düşerken
efkarlar
elinde
kadeh getirdi
bu sefer nilüfer çiçeği
şaire sundu zehir dolu kadehi
ayrılık ve gam dolu
o kadehi
sıradan gecelerden
bir geceydi
nilüfer çiçeği
bu sefer farklıydı
tuhaf bir gülümse
kaplamıştı dudaklarını
ve gözlerini
sadece gökyüzünde
karanlıkta yanan ay vardı
şahit olarak
beyazlara bürünmüştü nilüfer çiçeği
karanlıklar içinde parlayan yapraklarıyla
ama aydınlıktı yüzü
ve kadehi sundu
şair sessizlik içinde yudumladı
ayrılığın şarabını
zehiri dolaştı damarlarında
ölüm yakındı benzi sararırken
şair uyanmıştı
sevdanın sıcak bağrından
ve mazinin
koynundan
ve anlamıştı ölüm getirmişti
bu sefer nilüfer çiçeği
şair bedel ödemeli
elbet kalpten sevmenin
karşılığı verilmeliydi
zehir ve nefret doluydu
kadeh
sadece ıssızlıkta ağlayan ay
vardı şahit olarak
dökülen gözyaşlarının
bedelini ödemelidir elbet
aklını dinlemeyen şair
nilüfer çiçeği aldı
intikamını
lanetlenmişti şair
kuzgun kanatlarında
peşini bırakmaz artık
bu lanet
işaretlenmiştir şair
çarmıh hazırdı
şair
bedel ödeyecek elbet
sevmenin bedelini
şair acılar
içinde kıvranırken
bu daha
başlangıç dedi
nilüfer çiçeği….