Bayat bir rengi umuda b/andım
Çarpıktı kimi gülüşler ve sarı
benizli
İmgeler saklı sarı dişlerinde iblisin
Bense hararetli bir ç/ağrı
Eşiğinde saklı…
Keyifsiz alabildiğine savruk ömrün
güftesi
İken sarkıtlar dikitler
Öfke öncesi süt liman
Ölüm sonrası kanayan
Bir vücuda hapsolmakla eş değer
Göğün münferit boşluğunda saklı ömür
Eş güdümlü bir keder
İmla hatalarım ile büyüdüğüm çocukluk
yıllarım
Öğrenci kimliğimi gururla taşıdığım
Aştığım aşacağım nice kaygıyı
Annemin soluk yüzünde
Saklı tuttuğum kadar umudun ferini
Damgamı b/astığım bir darağacı
Bir daraltı
Bir hicabı
Hani, dünde unuttuğum bir kaygı
Olsa keşke hüzün.
Olmazın oluru güzün
Berrak gözlerinde saklı aldatı
Şimal Yıldızının ta kendisi
Aşkla kıyılan bir renk
Aşkın kıyamı ölümle restleşen bir dilek
Makul sayıda cümle üretmesi gerek
İken kalemin
Ve işte kindar rüzgârın
Amblemi
Gök taşı gözyaşı
Bir karartı
Uğrak yerim nasıl ki kıblem
Misafir edindiğim hüzünlü kimliğim
Bir denizatı belki de üzerine
bindiğim
Kabul görmeyen nice ricamı
Dilimleyen mevsim
Aşk olsun, demekle de eş değer
Kimse çeken içine
Kimse sunmadan çekincemi
Sulak kıtalarda aş eren bir su
hortumu
Suladığı kadar kurak içimi
Ne kul hakkı
Ne de külliyemde saklı
Sancılı ömrün sanrıları
Elbet şiir iken koğuş arkadaşım
İzinsiz değil töresiz hiç değil
Ve de tereddütsüz sevip de serpilen
Şu beşinci mevsimi
Bahşedene duacı
Baş edemediğim kadar zalimle
Ve Allah’a havale ettiğim beyaz
rengimle
Kıtalar mısralar deryalar aştığım
Tebessüm ekip hüzün biçtiğim
Yılların ertesi
Kodladığım her duygu
Kovalandığım kadar da sair ruhu
Bir heves bir neşe bir de hayal
kırıklıkları
Acının ertesi
Açamadığım o kara kutu
Yazarın
Önceki Yazısı