Seher deminde gül yapraklarının teri, güne ayrı bir taravet verir. Günün erken saatlerinde gökten yere bir huzur dalgası iner. İnsan bu saatlerde uyanmışsa yaşamaktan ayrı bir haz alır. Yaşadığınız kent, kasaba , köy her nereyse ; bir taze başlangıç yapar hayata. Günün tazeliği gönle bir zindelik ve ferhundelik verir. İçinizde bir sonsuzluk duygusu gelişir. Ezanı, saba makamında dinleme bahtlılığını yaşarsınız. O dem, içinizdeki sonsuzluk duygusunu teslimiyte dönüştürüverir. Hele, buz gibi suyla bir abdest alıp üstünüzdeki gece mahmurluğunu da atarsanız. Yaşamak ayrı bir hazdır sabahın ilk anlarını…


Bu haleti ruhiyede iken sokağa çıktığınızda ilk karşılaştığınız kişiye ayrı bir şevk ve heyecanla merhaba dersiniz. Sizin takındığınız olumlu tavır onu da kuşatıverir. Erguvanlar daha bir güzelleşir dallarda. Güvercinler inip kalkarken cami avlularında, kanatları melek kanatlarına değer. O dokunuştaki şefkati ve hışırtıyı sizde yüreğinizde duyarsınız. Güne bu kadar güzel bir havayla başladığınız için, hata yapan kişileri hoş görebilme vasfına malik olursunuz. Onlar da hatasını anlar, bir daha aynı hatayı işlememeye özen gösterirler. Dünya biraz daha güzelleşir.



Bu hâlette iken sokağa çöp atmazsınız. Sigaranızı ulu orta içip izmaritini rast gele fırlatmazsınız. Şoförseniz müşterilerinize kibar hitap edersiniz. Şeytanı çıldırtırsınız hırsından. Baysanız, beyefendi, bayansanız hanımefendi hilatı giyersiniz ve bu kıyafet size çok da yakışır. Bulunduğunuz yerdeki insanları sıkmazsınız. Böyle erguvanî sabahlara uyanmak , her insana haz verir. Yaşadığımız çevre ve dünya daha bir güzelleşir. Günümüz bereketli olur. Haset,fesat , kin, düşmanlık uğramaz semtimize. Onların olmadığı yerde yaşantı mutlandırır, umutlandrırır gönülleri.



Vardığınız mahallerde yine nerden geldi … diyemezler. Kapıdan girdiğinizde tatlı bir tebessüm dalgası karşılar sizi. Ve ilk günaydın, yahut merhaba sizden sadır olur. Kimseyi kıskandırmadan, kandırmadan bir adım öne geçiverirsiniz. Huzur ve mutluluk en çok sizi kucaklar, öyle bereketlenir ki uhdenizde ,fazlasını da çevrenizle paylaşırsınız. Çevre güzelliğine katkıda bulunma ayrıcalığını da yakalarsınız böylece…



Bu minval üzere yaşamaya devam ettiğiniz sürece, güller de güne ayrı bir taravet vermeye devam eder. Siz, her gün yeniden doğarsınız. Doğa ayrı bir şevkle tazelenir. Her sabah, taze, bereketli bir başlangıç olur yaşantınızda. Erguvanların rengi mevsime renk katmaya devam eder. Anı, zamanı, mekanı güzelleştirmek hiç de zor değil. Yeter ki bize bahşedilen nimetlerin, güzelliklerin farkında olalım, onların kıymetini bilelim. Uyandığımız anın şükrünü ifa edelim. Göreceksiniz, nice erguvanî sabahlara,taze başlangıçlara imza atacağız o zaman...
Ankara,20.05.2010 İ.K





( Erguvanî Bir Sabah başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 20.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu