19 Eylül CUMARTESİ
Ne
zamandır bu günü iple çekiyorum. Bu buluşmalar stresimizi alıyor.
‘Geçmiş zaman olur ki hayali cihana değer’ kabilinden. Müthiş bir haz
alıyoruz. 40 yıl önceki sıra arkadaşlarımızla buluşmak ne güzel bir şey,
ne doyumsuz bir zevk.
Genlik
yıllarımızı hatırlıyor, sohbet ve muhabbet ediyoruz. Her toplantı
farklı bir yerde oluyor. Kimi içimizden biri bizi ağırlıyor, kimi bir
lokantada yemek yiyoruz. Bir dağ lokantası oluyor bazen, bir tatil
köyüne atıyoruz kapağı bazen.
Bazen
bir yazlık oluyor toplantı mekanımız, yüzüyor, eğleniyoruz. Eğlentimiz
sohbetten ibaret. Memleket meselelerini konuşuyoruz. Çoğunluk siyaset
konuşuyoruz. Bazen de bürokrasi.
Bu
kez Sapanca’dayız. Emekli bir din dersi öğretmeninin bahçesinde. Her
taraf meyve ağaçlarıyla dolu. Masadaki cevizleri kırıp yeme
yarışındayız.
Kimi
üzüm, kimi de elma yiyor. Sonra pideler geliyor. Ev yapımı şerbet
içiliyor. Ardından çay. Balcı arkadaşlar bal getirmişler. Balları
yiyerek karşılaştırıyor, bal anılarımızı anlatıyoruz. Resimler çekiyoruz
paylaşmak için. Eski resimlerden kalanları izliyoruz. Nerden nereye
geldiğimize bakıyoruz.
Hepimiz
fit birer delikanlıymışız daha 10 sene evveline kadar. Bazılarımız
göçüp gitmiş bu alemden. Bir bakan, bir genel müdür var aralarında.
Bu
toplantılara gelmeyenlerimiz var. 2 profesör, bir belediye başkanı ve
milletvekili emeklisi. Bir müftü emeklisi, bir genel müdür emeklisi, bir
il müdürü emeklisi. Bir müftü yardımcısı, birkaç tüccar, bir kaç
işadamı... Bir felekten geçmiş, yapmadığı iş kalmamış adam. Bir öğretmen
bendeniz, bir öğretmen emeklisi. Bir mezarlıklar müdürü.
Hepsi
ağzı laf yapan kişiler bunlar. Memleket sevdalısı her biri. Dünyada tek
kişi kalsa kurtarıcı olmaya azmederek yetişmişler. O meşhur okulun ilk
öğrencileri. İzmit İmam- Hatip Okulu’nun. Kimi dergi çıkarmış, kimi
vakıf kurmuş eğitime adamış kendini, kimi dernekler kurmakta mahir. Kimi
şair ve yazar, kimi aktör olacak evsafta. Bir kısmı okula geç gelmiş
ağır abi takımı. Hocaları arasında 2 yazar var. Biri romancı Mustafa
Miyasoğlu rahmetli, diğeri çevirmen ve yazar Ali Nar. O da yakında
katıldı rahmetliler kervanına.
Şimdi
biz kaldık bu kervandan geriye kala kala… Biz de ömrümüzün son kalan
yıllarını neşeyle geçirmeye çalışan birkaç kalenderiz artık.
Ahmet KemalKayıt Tarihi : 21.9.2015