
TÖVBELER
OLSUN...
Düşüncelerim
karıncalı, tereddüt bastı beni,
Daha evvel
ölmüş olsaydım, her şeyden bi’haber,
Acılar
yok, kan yok, katliam yok, karanlık yok,
Makberimde
yapayalnız, kin yok, haset yok, aş yok,
Gözyaşı
yok, çocukların, anaların feryadı da yok,
Sahtekârlık
boyasına boyanmak ta yok, rüya bile yok,
Olmasın,
istemem canavar hayatı, uyandırmayın beni
Hasretmiş,
ülfetmiş, külfetmiş, bunlardan bana ne!
Sana ne
benim karanlık yalnızlığımdan, unutun,
Unutun
beni, bir damla gözyaşı da istemem sizden,
Yaşayan
ölülerin ayakları altında, karanlık makberim,
Huzurluyum,
hiç bir şey hissetmiyorum ki, ilişmeyin bana,
Ayak seslerinizi
bile işitemem, dualarınızı da işitemem,
Hiçbir şeyden
habersizliğim zaten benim kandilim,
Yıldızlar
damlayacak makberime, Ay doğacak yeniden
Hissetmesem
de, güneşim aydınlatacak her şafak vakti,
Belki üstümde
bir gül açacak, belki bir kelebek uçuşacak,
Belki bir
namert basacak makberime, bilmem, bilemem ki,
Belki sevdiklerim
gelecek, gözyaşı dökecek, kim bilir,
Bir güzel
anı bıraktıysam, o her şeye yeter, yetişir bana,
Bir can
gelse bedenime, üflense ruh yeniden,
Bak seyreyle
şu dünyayı, haydi yaşamana bak,
Daha evvel
böyle miydi bu dünya, hayır! İstemem,
İnsanlığın
öldüğü bu dünyaya tövbeler olsun dönmem,
Her yer
kan, gözyaşı, zulmün krallığı nefreti büyütmüş,
Doğruluk,
erdem, bilinmeyene sökün etmiş, bulamam ki,
Bulanlar getirsin
makberime, bedenim hissetmese de…
Toprak
anamın bağrındayım huzurlu, mis kokular içinde,
Sonsuzluğa
uyuyorum, beni yalnız bırakın…