ŞÜPHECİLİĞİN BİLİMSEL İZAHI
Şüphecilik hakkında insanların kişisel düşünceleri mutlaka vardır ancak şüpheciliği bilimsel verilerle okuyup anlamakta fayda vardır. Konuyla ilgili kişisel düşüncemi belirtmeden evvel bilimin tespitlere bakalım:
Açık kaynaklardan elde ettiğim bilgiler kısaca şöyledir:
Şüphecilik, Helenistik bir felsefe okuludur. Şüphecilik, en basit haliyle, kişinin doğruluk değeri bulunan iddialardan ve nihai gerçeklerin öne sürülmesinden kaçınması gerektiğini savunur.
Şüpheci
yaklaşım nedir?
Kuşkuculuk, insanlar için başkalarına farklı gözle bakma,
onlara güvenmeme, onların kendisini aldatacağı, yalan söyleyeceği vb.
düşüncelere kapılmasıdır. Herkesin kendisine karşı farklı işler peşinde
olduğunu ve bu düşünceleri ile çevresindekilerin tamamı hakkında kuşku
duydukları bir bakış açısıdır.
Şüpheci felsefede nedir?
Felsefede şüphecilik; yaygın olarak benimsenen birçok inancın haksız olduğu veya bilgi oluşturmadığı görü-şüdür. “Herkes belirli iddialara karşı şüpheci olmalıdır” tezini ileri sürer. Şüphe veya kuşku, bir insanın bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusu-dur. Şüphenin genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygudur” Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir.
Şüpheci insan ne demek?
Kuşkucu, gergin, alıngan kişilerdir. Diğer kişilerin onlar hakkında kötü düşünceler beslediğini düşündükleri için yalnız kalmayı tercih ederler. Bu kişilerde başkalarına soğuk, mesafeli duran, çabuk eleştiren, eleştiri kaldırma-yan özellikleri belirgindir.
Şüphecilik hangi hastalığın belirtisidir?
Erdem Psikiyatrinin tespitlerine göre Paranoid kişilik
bozukluğu halk arasında paranoya olarak bilinen psikolojik bir rahatsızlıktır.
En genel tanımı ile bu rahatsızlık bireyin diğer insanlara karşı ne-densiz ve
devamlı duyduğu şüpheci ve güvensiz yaklaşımıdır.
Şüphe metodu nedir?
Bu yöntem, bilgiyi yanlışlardan ve karışık olmaktan arındırmayı, eşyanın hakikatini ortaya çıkarmayı amaçla-maktadır. Bize göre şüphe, Gazali’nin kabul ettiği gibi bilgi kaynaklarının yeniden incelenmesi ve eleştirilme-sidir.
Descartes neden şüphecidir?
Descartes, bugüne kadar güvenilir kabul ettiği her şeyi
duyular vasıtasıyla aldığını söyleyerek onların bilgisine güvenilemeyeceğini,
bu sebepten ötürü her şeyden şüphe ederek işe başlayacağını söylemiştir.
Descartes'ın şüpheciliği geçicidir; amacı, kesin ve bizzat kendisinin elde
ettiği bir bilgiye varmaktır.
Paranoyak birine nasıl davranılmalı?
a-) Açık ve net konuşun.
b-) Hiçbir şeyi gizleme gereksinimi duymayın.
c-) Dürüst olun, yalan söylemekten uzaklaşın.
d-) Öfke durumunuzu her zaman kontrolünüzün altında
tutun.
Şüphe türleri nelerdir?
Soruşturma evresi, failin suç teşkil eden bir hareketi
yapıp yapmadığı konusundaki şüphe ile başlar. Ceza yargılaması hukuku öğretisinde
''şüphe'' genellikle; basit şüphe, makul şüphe, yeterli şüphe ve kuvvetli şüphe
olmak üzere dört dereceye ayrılıp incelenmektedir. Pek tabi ki, cezalar da
şüphe türlerine göre verilmektedir.
Dinde şüphecilik nedir?
Kelime, dinî literatürde özellikle fıkıh ve fıkıh
usulünde şer'î bir hüküm, konu veya durumla ilgili kesin bilgi ve kanaate
varamamaktan doğan tereddüt ve kararsızlığı ifade eder.
Şüphe takıntısı nasıl geçer?
Şüphe takıntılığına sahip olan bireylerin kendi kendine bir çözüm yolu bulamaması durumunda yapması gere-ken ilk iş alanında uzman olan bir psikologdan yardım almak olacaktır. Bu alanda uygulanan ikinci etkili tedavi yöntemi ise ilaç tedavisi ile bilişsel – davranışçı psikoterapidir.
Kaynak: Uzm. Pisikolog Mehmet Cem Yiğit.
Özgün düşüncem:
Şüphe! İnsanın aklını sarıp sarmalayan, insanların
yollarını değiştirmeye zorlayan bir düşünce türü müdür acaba? Yoksa insanlardan
uzak kalmayı gerektirecek kadar önemli bir zihin oyunu mu? İnsan neden şüphe
duyar? Şüphecilik nedeniyle insanlar birbirine güvenmiyor, hatta insanlarla
arasına kalın duvarlar bile örebiliyor. Küskünlükler, kırgınlıklar ve ölene
kadar küs kalma hali yaşanıyor.
Bu konuda her insanın şüphe ve şüphecilik üzerine
düşünceleri mutlaka vardır ve bu düşünceler birbirinden farklı olabilir. Kanaatimce
insanların şüpheci olmasının bazı sebepleri vardır: Yaşadığımız dünyada ya da
ülkede ahlaki yozlaşmalar almış başını gidiyorsa, sahtekârlık, ikiyüzlülük,
hile, yalan, iftira yaygın hale gelmiş ve toplum tarafından da kanıksanmış ise
dürüst yaşamayı ilke edinen insanlar güven duygularını kaybedebilirler ve her
konuştuğu insana inanıp inanmama konusunda gelgitler yaşayabilirler. Yapılan
yazılı ya da sözlü anlaşmalarda da ciddi güven bunalımı yaşarlar: “Ya başıma
bir şey gelirse! Ya beni aldatırlarsa” diye kaygılanırlar. İşte bu ve benzeri durumlar
ülkemizde antideprasan haplarının çok yoğun olarak tüketilmesine neden
olmaktadır.
Birbiri üstüne bindirilen bu sosyal çürümelerin temelinde
ekonomik bunalım önemli bir etkendir. Çaresiz,
işsiz, geleceği kararan insanlar, vicdanları ağlatan cinayetleri gördükçe
psikoloji daha da derinden etkilenmekte; şüphecilik çaresizliği, çaresizlik de
cinnet halini, cinnet hali de intiharlara sebep olmaktadır. Zihni berrak, geleceği
güvenle bakabilen bir toplumun inşası için ekonomik sorunların acilen temelden
çözülmesi gerekir. Siyaset kurumu, yönettiği halkına güven verebilmelidir. Suçları
önlemek hatta kökten kazımak için etkin cezalar verilmelidir, diye düşünüyorum.