SİNEK İKİLİSİ
Üzerinde işaret olmayan zarlar gibiydim
Kör yıldırım çılgın
şimşek desem yalan değil
Bakmadan sağa sola kader dedim yeşil çuhaya
Asla azgın sellerle
savuran yellerle uğraşmadım
Bazen yağmurun sesi ile birlikte
Bazen kar ve tipiyle savrulurken duvar dibinde
Bazen de pişerken güneşin
tepsisinde
Yuvarlandım durmadan çuha denen kaderimin üzerinde
Hayat bir kumardı çekemedim kupa asını
Tutamadım elimde ne vale ne de papazını
Çark çevireyim dedim batakhane damında
Ne dostum kaldı etrafımda
ne de bir arkadaş yanımda
Güzel bir kız düştü çuhaya günün birinde
Maça karası gibi saçları vardı
O kaşlar o gözler o dudaklar
Dağıtılırken sıralanmış sanki tüm kağıtlar
Bir kere olsun inandım kadere
Biliyordum eninde sonunda görecekti beni de
Son defa dağıtıldı kağıtlar
Son el oynanacaktı feleğin çemberinde
Birdenbire çıktı ortaya eldeki nimetler
Sonrada parlayan
gözleriyle kızı yiyip bitirdiler
Birinin elinde iki fabrika özel uçağı da vardı
Birinin elinde
oteller hanlar hamamlar
Sonuncunun elinde katlar yatlar çekti restini
İyi kağıt çıkarsa kesecektim alayının nefesini
Açtım ben de görsünler diye elimi
Kızın gülümsemesi hayatın tek tesellisi
Hile yapmadım ama nasıl olduysa
Kader birazda
abartmış hilenin şatifillisini
Masaya serildi beş
tane sinek ikilisi
OSMAN
ATATOP