
zamanın girdabını saran sen
teninin kokusunda eğilen rüzgarlar
taşısın yeminlerimi
saçlarına dolansın nefesim
kirpiklerinde öleyim bu gece
biliyor musun dilber
dudaklarından içtim aşk şarabını
sen gidince benden
gök yığıldı üzerime ve yıldızların tozu sakallarıma düştü
dengi dengine akan Fırat ve Dicle ağladı menderes'in kıyılarında
şu dem çözüldüğünde
yaklaşan gam vurdu
ciğerimi paramparça
gözyaşım şelale ırmaklara
çıkasım var ulu Çökelez Dağı'na
düşesim var uçurumlarından
viraneyim
harabe yığınları
örfüm ve törem yıkıldı ah şu zalim ayrılık
kar yağdı gözlerime
yangın düştü ocağıma
otağım yağmalandı
bir dilber uğruna mecnun oldum çöllerde
belki de dengimiz değildik senle ve ben
mağlup olduk sevda cenklerimizde
ısrarla gittin ya ne diyem ben sana bundan gayrı
tanrı affetsin…