Tufan ile sarsıldı gönlümün güzergahı,
Ufkuma perde oldu gecelerin siyahı.
Kapatıyor arsızca göstermiyor sabahı,
Karanlık kuytularda andığımı bilmesin!
Hasretin ocağında yandığımı bilmesin!
Kapılar çalınınca misafir olsun diye,
Kalbimi uçurumdan uzanıp alsın diye,
Sevdayı bahşederek bir ömür kalsın diye,
Hayallere dalarak kandığımı bilmesin,
Saç telini koyduğum sandığımı bilmesin!
Eylülün ağır yükü çekilmiyor bu halde,
Hüzün kokan satırlar yazılmıyor bu halde,
Kanatlarım göğünde süzülmüyor bu halde,
Mecnun’un çöllerine konduğumu bilmesin,
Güneşin diyarında donduğumu bilmesin!
Hatırası yemyeşil, tebessümü tek miras,
Sevginin eseridir büyüttüğüm ihtiras.
Gökkuşağı altında sarsa da kahırla yas,
Fırtınayı defedip dindiğimi bilmesin,
Nefsin ordularını yendiğimi bilmesin!
Müptelası dediler tedavisi imkansız,
Bağlanmış saç teline ömür boyu yalansız.
Kim bilir sensizliği nefes alırken cansız,
Kül benizle yaralı sindiğimi bilmesin,
Dehlizlere rehbersiz indiğimi bilmesin!
Sabrımın nişanesi duaya yönelen dil;
İşkenceden uzakta zulüm etmeyen, adil.
İlâhi bir rüzgârla devrildi yanan kandil,
Akşamın ilk vaktinde söndüğümü bilmesin,
Üç arşınlık haneye döndüğümü bilmesin!