
Karanlığın içindeyim; yok beni duyan, gören.
Gecelerden korkuyorum aydınlığı göstermeyeceğinden.
Gözlerimden dökülüyor pullarım süzülen bir çığlık gibi, keskin keskin inen.
Kurtulmam lazım bu ıssız yerden.
Acıyorum dizleri tahriş olanlara.
Mum ışığıyla sürünüyorum bu tekinsiz yollarda.
Sönüverirse ansızın beni insan kılan ışık
Teslim olmam gerek onun gazabına.
Bir teklif yapıyorum kim beni dinliyorsa.
Sadece bir ıslık duymak istiyorum korkmadan.
Bağışlayacağım değersizleştirilmiş ruhumu üç kuruşluk hayata.
Kızgın kırmızı bile daha adaletli bulutlu havadan.
Neye layık bu çaresizin geçmişi?
Bir cevap istiyorum asilere komşu olacaksam bile.
Kullanmayacağım bilinmeyende ütopik ihtimalleri.
Olmuşsam bir kötü, öleyim düşe düşe.
Sana söylüyorum Erebus:
Gömülmemiş cenazelerin yükü gönlümde.
Hangi terazi dayanacak bu büyük cesarete?
Tart beni sönmüş bedenim yarı yolda bırakmadan önce.
Kuyumu kazıyorum kürek bırakmış tırnaksız ellerimle.
Çıkış yolu var mı, diye haykırdım kendimce.
Cevabı bulmak zorundayım söylenenin sessizliğinde.
Özlemişim gizemi canlılığı hissedince.
Zifiri kayboldum, önleyemedi izin.
Burası iskeletleriyle öpüşen duvarlarla dolu bir mürüvvetsiz.
Duyamadığım duygular çoğalıyor benden habersiz.
Hissettiğim tek şey çıplak ayakla bastığım soğuk zemin.
Bir trajedi oynanıyor esrarlı serinlikte.
Ürperiyorum sufleler kulağımı deldiğinde.
Bulanık tenim mi taştı şimdi de?
Saygılarla taşa mı döneceğim bile bile?
Zihnimde çiçek açmaz, o çirkinler geceye pâyidar
Parıltıları tarif edince bayram etmeye kanarlar.
Ölümle dost olur içimdeki diyâr.
Sürgünüm ışığa, yurdumdur zilzâr.
Mumların seyrekliğiyle yetinemedik; bırakmadı peşimi.
Kaçıyorum intihar etmiş bir kanat misali.
Yarınlara kelepçelidir dağın gölgesinde unutulmuş kehanetim.
Sükutun çengeline asılı kalır leziz ciğerim.
Niye korkunç, siyah ile özdeşleşmişti?
Şeytanı yaratandı Rabbimin yüce kudreti.
Karanlık mekânların artık sabrı tükendi.
Sonunda siyah da bıktı ve renklendi.
Yazarın
Sonraki Yazısı