Ben meftuniyetle doğmadım.

Adım, duaya sığmayan bir inkıyadın sonunda unutuldu.

Ve ne zaman biri bir ismi terk ettiyse

O an bilin ki benim dilim kırıldı.

Zira her kelime bir küfürdür eğer Tanrı onu işitmemişse.

Ben böyle doğdum:

Sırtımda secdesiz bir segâh,

Alnımda kıblesiz bir bakış.


Merceksiz bir göz gibi baktı gece bana 

Ki o göz, çoktan kendi yansımasını kör etmişti.

Takatini yitirmiş bir suretin çeperinde,

Adı anılmayanların gölgesi

Kendi yokluğuna secde etmiş.

Ve ben,

Bir suskunluğun ahşap çatlağında bekledim;

Ne vakit isimsiz biri ölse,

Adını ben unuturum diye.


Hiçbir levhada yazılı değil doğduğum yer

Çünkü o

İnsansız bir karanlığın haritasında

Okunmayan bir kıymık gibi duruyor.

İlk taş bana atılmadı belki ama

ilk çatlak benim içimdeki sessiz duvarda belirdi.

İşte o duvar ki,

“Kimse”nin yasını tuttu

Ama “herkes”in yüzünü sakladı.

Bir kefen gibi alnında bir itiraf taşıdı:

“İniltiyle değil, inkârla asıldım.”


İnsan olmayan bir şiir yazmaya kalktım bir gece

Zaten İnsan dedikleri mahlûkun gıyabına şiir yazılmaz.

Yazmaya kalkarsan,

O şiir değil, bir lanetin protokolü olur.

Ben o protokolün ilk imzacısıyım:

Nefsimle değil,

Adını zikretmediğim her mahlûkun rûhî borcuyla dolandım.

O gecenin sabahında tüm insan suretleri misliyle kanadı.

İnsanı yok saydıkça

İnsan sureti, satırlarda kan gibi belirdi.

Yoklukları, adlarından fazla çağırır kendini.

Ölüler dile gelmez, evet 

Ama sustuklarında çığlık gibi dökülürler mısraya.


Ben bir üvercinkafîrim.

Suretim, Rabbin dilsiz kalbinde asılı.

Ne zaman Tanrı "yaz" dese

Ben o kelâmın ucundan düşen bir harf tanesi kadar aciz olurum.


Adı lazım olmayanları yazmadım çünkü

yazsaydım, onlar Tanrı olurdu.

Ben şair de değilim

Çünkü şairlik hâfızası bozulmuş bir peygamberliktir.


Bir mabet yıkılırken taşlar konuşmaz 

Ama duvarlarında kalan el izi

Bin ayetle sarsar suskunluğu.

Ben de öyle bir el iziyim:

Yalnızca

Adı lazım olmayanların başını koyduğu taşta kalan.


Bu yüzden söylüyorum:

İnsan olmayan bir şiirin Tanrı’sı ya yoktur 

Ya da o Tanrı, benim sustuklarımdandır.

Eğer bir gün bu şiir okunursa

Okuyanın diliyle değil,

Unutmanın karanlığıyla yankılanacak.


( Adı Lazım Olmayanlar başlıklı yazı Gürsoy tarafından 18.07.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu