GÜLŞENE UYANMAK:
İLKBABAHARIN DİLİ
Bir
sahne ki!
İnsana
ibret!
Mevla
ne güzel yaratmış âlem-i nebatı
İlahi
emre boyun eğmiş uyur ve uyanır
Uyku
hali çöktüğünde yaprakları dökülür
Hazan
olur, savrulur rüzgârda
Bir
oraya, bir buraya tohum döker
Uyudun
mu?
Yoksa
öldün mü?
Hayır!
Hayır sen ölmezsin
Uyanmaya
uyudun sen
Yeni
elbiseler içinde yeniden
Hep
yeniden uyanırsın
İlahi
emir gereği
Bozulmazsın
Renk
ve şekil değiştirmezsin
Elma
ağacısın sen;
Armut,
üzüm vermezsin ki.
Üzüm
dalı ayvaya durmaz ki!
Ayva
fesleğen olmaz ki!
İlahi
emir
İlahi
program
Böyle
yazılmış genlerine
İlkbahar!
Yeniden
bir doğuş;
Muhteşemdir
görseli.
Yeryüzü
cennet olur.
Mis
kokularıyla tüm canlıyı mest eder.
Yaşam
sevinci vardır her kokusunda
Hayatın
tüm rengi vardır renginde.
İlahi
program!
Şaşmaz,
yanılmaz
Ey
insan!
Görmüyor
musun?
Hiç
mi akletmiyorsun?
İlahi
program bak nasıl çalışıyor!
Her
varlık kendini haykırıyor.
Ya
sen!
Ne
yapıyorsun?
Yaratılış
kanununa isyan!
Elma
iken armut olmak neden?
Üzüm
iken, nar olmak niçin?
Dönüşürsün,
tadın tuzun kalmaz.
Fıtrat!
Yaratılış
kanunu.
Değişime
muğlaksın!
Hırsına
zayıfsın;
İblise
yoldaşsın!
Ve
yola hazırsın.
Düşkünsün
nefsin eline.
Aklına
kim attı uyku düğümünü?
Gözlerine
kimler duvar ördü?
Duvar
ötesini görmezsin!
Vicdanına
betonu kimler döktü?
Akıl
balyozu!
Ve
vicdan!
Ve
iman!
Tüm
tabularını kır!
Yık
illüzyonlarını;
Sahte
ile gerçek hayatı;
Gör
artık gör!
Nasıl
mı?
Bak
bitkilere, ilahi programa!
Çiçek
çiçektir, böcek böcek,
Birbirine
dönüşemezler
Ama
sen!
Sen
insanoğlu sen!
Fırıldak
oldun maşallah!
Topaç
gibi dönersin;
Bir
gramlık menfaat etrafında.
Fıtratına
aykırısın;
Şekilden
şekle dönersin.
Başın
döner düşersin de;
Halen
uyanmazsın,
Ölüm
uykusu!...
Gülşen’e
hasret insanlık!...