Gecenin içinden bir çığlık yükseldi.
Ardından koptu birkaç feryat figan.
Her adımda yankılandı korku ve acı,
Gittikçe yaklaştı derin çağrı.
Kapalı kapılar ardında herkes suspus.
Döndükçe kilit sesleri bozuyor sükûneti.
Sanıyorlar ki durduracak birkaç demir parçası,
Ama bilemezler geleni; gelen ölümün kendisi.
Yaklaştıkça soğuk nefesi vurur ağaçlara.
Donar dallar, yapraklar kırılır gövdeleri.
Köklere kadar işler matem sessizce,
Toprak bile can verir onu hissedince.
Ve ölüm konuştu:
"Geldim, saklanma vakti geçti artık.
Kilitleriniz paslı, yakarış gibi çaresiz.
Hatırladığınız ümit gelmeyecek, gayesiz.
Adımı fısıldayan diller susar amansız."
Ve ölüm sustu.
Ardında bıraktı titreyen gölgeleri.
Sade bir sessizlik, dipsiz karanlık bir hiçlik.
Zaman durdu, eksildi bir nefes dünyadan.
Bir çığlık daha atılmadı ardından.
Ve bir kişi gitti.
Pencereden bakan gözler,
Pervazdaki çiçeği sulayan eller
Görmeyecek daha artık
Umutla doğan yarını.
(
Ölümün Gelişi başlıklı yazı
vo tarafından
14.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.